2 Eylül 2016 Cuma

SİZDEN GELENLER : DİYABET HİKAYELERİ


Tamamen kendi deneyimlerime ve okuduğum yayınlardan derlediğim bilimsel içeriklere yer verdiğim bloguma ilgi o kadar yoğun oldu ki ( tekrar tekrar teşekkürler) sizlerden gelen mesajları da aktarmaya başlıyorum. Bir okuyucumdan gelen diyabet hikayesini aşağıda okuyabilirsiniz.

''Herşey (yanlış hatırlamıyorsam)1992 yılının eylül-ekim ayında başladı. akşam misafirlikten geldikten sonra karın ağrısı ile. Sonraki günlerde iştahsızlık(normalde iştah olur ama bende tersi). korkunç derecede su içme ve bitmeyen idrar sorunu. su içerken sanki birşey içmiyormuşsunuz gibi hissetmiyordum. kilom 1 ay içinde 32'lerden 20'lere düştü.(zaten zayıftım ama artık iskelet halindeydim). sürekli idrarlar bir süre sonra malesef yatağıma kaçırmaya başladım. doktora gitmemize rağmen diyabetli olduğum ilk etapta anlışılmadı. ta ki 92 kasım ortalarında komaya girene kadar. koma halindeyken çocuk doktoru nefesimden "Şeker komasında olduğumu" söyle. hemen yatış ve insülinli günler. çikolata ve tatlı hastası olan ben birden bire (abartmıyorum ama bazen yemek yerine tatlı yerdim) diyetli günlere girdim. kilom hastaneye gittiğimde 19'a düşmüştü. insülin tedavisi ile birlikte kilo almaya başladım. taburcu olduktan sonra istanbul'a çok ünlü bir doktor vardı ona gittik ve humulin NPH 30-70 ile tedaviye başladım.

herşey kabus gibiydi. hergün iğde olmak, sürekli kan ölçmek sürekli kontroller vs.
İlk zamanlar arkadaşlarıma durumu izah etmeme rağmen pek bilinçli bir toplum olmamamızdan dolayı bana sürekli veremli ya da bulaşıcı hastalıklıymışım gibi yaklaşıyorlardı. tabi gıcıklık olsun diye yanımda çikolatalar yiyenler vs. okulu değiştirmek zorunda kalınca durumumu asla kimseye söylemedim. ailem haricinde kimse benim bu durumumu halaya kadarda bilmezler.

Bu benim ilk başlangıcımdı.

sonra ki günlerde hipoglisemiler vs hepsi ile tanışma fırsatı buldum. hemde acı şekilde. sürekli olarak. kontrolu sağlamada oldukça zorlandığımızı söyleyebilirm. başlangıç dozum 28 gündüz 12 akşamdı. bu doz 1 ayda 12-6'ya kadar düştü.(balayı dönemi )

sonrasında tahmin ettiğiniz gibi bitkisel ilaçlar, kocakarı ilaçları (iğrenç tatları halaya kadar ağzımda hissederim ) herşeyi denedik ama sonucunda kabullenmeye başladık. sonra ki yıllar hep kontrollü geçti. beni en çok zorlanyan ergenlik dönemim oldu. şekerim hep yüksek. 300-400'ün altına hiç düşmedi. çünkü sürekli yiyordum.(tatlılarda dahil.) bu dönemde ve bundan sonra ki yaklaşık 10 yıllık dönemde doktor kontrollerini ihmal ettim.sadece insülinlerimi yapıyordum. ölçümleri bile bıraktım. sınava hazırlanırken tam kabustu. sınav günü bile koma halinde sınava girdim desem yalan olmaz.

öğrenclik dönemi böyle geçti. şimdi meslek hayatındayım ve yaklaşık 9 yıldır mesleğimi icra etmeye çalışıyorum. son 1 yıldır forumunuz ile tanıştıktan sonra kendime eskisi gibi bakmaya karar verdim diyebilirim. meğerse bu süre içerisinde ne güzel tedavi şekilleri çıkmış. lantus mucizesi, yeme esnekliği sağlayan humalog mucizesi vs. NPH insülin kullanan biri için bu gerçektende mucize idi. sabahları 200-300 şekerle kalkmak berbat birşey. nph'lar çok dengesiz olduğundan gece hipoları çok kötü oluyor. doktorumun tavsiyesi ile şimdi lantus+humalog kullanıyorum ve HA1C seviyem 9'lardan 6 seviyelerine indi. bu gerçekten de mucize. en azından benim için. sabah 90-110 seviyelerinde şekerle uyanmak ve 3 saatte bir yemek yemek zorunda olmamak muhteşem birşeymiş ve ben bunu 1 yıldır biliyorum.''