1 Nisan 2017 Cumartesi

Şişmanlatan 10 Diyet Efsanesi

Diyet yapanların bir türlü öğrenemediği konuları sıraladım...



"Ekmek yersem kilo alırım", "Yemekten hemen önce su içersem iştahım kapanır", "Meyveyi istediğim kadar yiyebilirim"... Toplumda kulaktan kulağa yayılan diyet hakkındaki ‘doğru’ bilinen ‘yanlışlar’ sağlığı riske atmanın yanı sıra verilen kiloların da kısa bir zamanda fazlasıyla alınmasına yol açıyor.

1. YANLIŞ: Ekmek yersem kilo alırım.


DOĞRUSU: Ekmek bizim için en önemli ve en doğru karbonhidrat kaynağı. Ekmeksiz bir beslenme programı düşünülemez. Tam buğday, çavdar ve tam tahıllı ekmekler hem glisemik kontrolü sağlamaya, hem de enerji ihtiyacımızı karşılamaya yardımcı oluyor. Alınması gereken enerjiye göre, miktarlarına dikkat ederek ekmek tüketmeniz kilo almanıza değil, sağlıklı beslenmenize katkıda bulunacaktır.


2. YANLIŞ: Limonlu/ sirkeli su içmek zayıflatır.

DOĞRUSU: ”Bunu yersen kilo verirsin, bunu yersen vücudun yağ yakar” diyebileceğimiz bir besin maalesef yok. Limonlu/ sirkeli su içmek bazik etki gösterdiği için vücuttaki asitleri temizlemeye yardımcı oluyor. Asitleri nötralize etmek yağların serbest kalmasını sağlıyor. Ancak bu yağlar, sadece diyet ve egzersiz yaparak yakılabiliyor.

3. YANLIŞ: Bir öğün atlasam kârdır.

DOĞRUSU: ‘Diyet yaparken ne kadar az yersem o kadar çok ve çabuk kilo veririm’ düşüncesi yanlış. İdare edebileceğinizi düşünüp öğün atlamaya kalkarsanız, en fazla bir saat içinde o öğünde yiyeceğinizden çok daha fazlasını bir anda bitirmiş bulabilirsiniz kendinizi. Ayrıca metabolizmanın çalışma hızını kaybetmemesi için öğünlerin arasını çok uzun tutmadan, küçük porsiyonlarda yemek yemek en doğru olanı.

4. YANLIŞ: Sınırsız meyve yiyebilirim.


DOĞRUSU: Diyet süresince bol meyve ve çiğ sebze tüketebileceğimizi düşünürüz. “Ne de olsa kalorisi yoktur” deriz. Çiğ sebze için sınırlama yokken meyve için aynısı geçerli değil. Çünkü meyveler şeker oranı yüksek besinlerdir ve basit şeker (fruktoz) içerirler. Almanız gereken kaloriye bağlı olarak değişmekle beraber, günde ortalama 3-4 porsiyon meyve tüketebilirsiniz. 1 porsiyon meyve; 1 küçük boy elma, 1 orta boy mandalina, 1 orta boy ayvanın 1/3’ü, 3 adet kuru kayısı veya 1 adet kuru incire tekabül ediyor. Özellikle glisemik indeksi düşük olan meyveleri ana öğünler yerine, ara öğünlerde miktarlarına dikkat ederek tüketmeniz en uygun olanı.



5. YANLIŞ: Yağı tamamen kesmeliyim.

DOĞRUSU: Diyet sırasında yağı, karbonhidratı ya da proteini tamamen kesmek doğru olmaz. Yağı tamamen kesmek, vücudun onu depolamaya başlamasına neden oluyor. Beslenmemizden yağı çıkarırsak, vücudumuz yağ stoklarını kullanmak yerine onları korumaya alıyor. Tabii ki bu durum bizim, çok yağlı, kızartma ya da fast food türü besinleri tüketmemiz anlamına gelmez. Fakat yağın bizim için gerekli olduğunu da unutmamak gerekiyor. Yemekleri, miktarına dikkat ederek zeytinyağı ile pişirmek; ara öğünlerde fındık, badem ve ceviz gibi kuruyemişleri tüketmek faydalı yağ almamızı sağlayarak diyetimizin örüntüsünü tamamlıyor.

6. YANLIŞ: Yemekten önce bir bardak su içersem iştahım kesilir ve kilo veririm.

DOĞRUSU: Yemekten hemen önce su içmek doğru değil. Çünkü su, bazikliğe yakın özelliğinden dolayı midenin asidik yapısını bir miktar nötralize ediyor. Oysa midenin sindirim aşamasında özellikle de proteinlerin sindirimi için asidik yapıda olması gerekiyor. Proteinlerin tam sindirilememesi, bağırsaklara gelen kalıntıların burada aşınmalar oluşturmasına neden olabiliyor. Aşınmaların olması ve çok fazla tekrarlanması, bağırsakta yaralar oluşmasına, hatta yırtılma ve delinmelere kadar giden sonuçlara yol açabiliyor.

Ayrıca yemek öncesi su içmek mide boşalmasının hızlı olmasına ve bağırsaklara gelen yiyeceklerin hızlı emilimine sebep oluyor. Hızlı emilim kan şekerini de hızlı yükseltiyor. Bu yüzden suyu, yemeklerden hemen önce içmek yerine en az 15-20 dakika önce içmek en doğru olanı. Ayrıca suyu 15-20 dakika önce içmek iştahımızı biraz olsun baskılayabiliyor. Çünkü beyinde açlık ve susuzluk sinyalleri birbirine çok yakındır ve bu yüzden her açlık hissedildiğinde su içmek doğru bir hareket olacaktır.


7. YANLIŞ: Haftada 1-2 kez, 30 dakikalık egzersizler yapmam yeterli.

DOĞRUSU: Hareketsiz kalmak yerine az da olsa spor yapmak kesinlikle daha iyi. Ancak haftada 1-2 kez 30 dakikalık egzersizler yeterli olmuyor. Mümkünse her gün ya da gün aşırı spor yapın. Spora başlayınca süresinin 60 dakikayı bulmasına özen gösterin ve anlamlı olması için çok hafif düzeyde yapmayın. Spor yapmak, metabolizmanın hızlanmasını sağlıyor ve hızlı bir metabolizma dinlenme halinde bile daha fazla kalori yakılmasına neden oluyor.

8. YANLIŞ: Protein diyeti ile hızlı ve sağlıklı zayıflayabilirim.


DOĞRUSU: Protein alımının vücut mekanizmasını hızlandırdığı doğru. Ancak sürekli protein ağırlıklı beslenmek kas dokusu ve su kaybına neden oluyor. 1 gram kas dokusu ile beraber yaklaşık 2,7 gr su kaybı gerçekleşiyor. Yağsız doku kütlesi kaybı da metabolik hızı düşürüyor. Tartıya çıktığımız zaman kilo verdiğimizi düşünürüz, ancak kaybettiğimiz kilonun çoğunluğu su ve kastan oluyor. Metabolizma yavaşladığı için de diyeti bozma ya da bırakma sonrasında hızlı bir şekilde kilo alımı gözleniyor.

29 Mart 2017 Çarşamba

Benim Doğal Zayıflama Çayı İksirim

tam olarak zayıflama çayı denilemez ama yeşil çay ve zayıflamaya ilişkin hikayem şöyle.
işe başladığımın ilk günleriydi. iyi, hoş. gidip geliyorum. derken günlerden birgün ne zaman-acaba ne zaman- konusu açılacak dediğim konu konuşulmaya başlandı. geç bile kalınmıştı. zayıflama, kalça, göt, göbek mevzusu. mesai arkadaşım durumdan hayli muzdaripti. pantalonlar olmuyor, sevgili yapamıyordu. normalde tatlı seven bi insan değilimdir. işe başladığımdan beri baktım bunlar kurabiye, ekler, kekler götürüyorlar.

dedim' olmaz arkadaşım yeşil elma yiyin, yeşil çay için' o an farklı bir aydınlık belirdi. aranan kan bulunmuştu. tepelerin ardından yansıyan ilahi ışık bendim. Ben de kendi formülüm olan, bir dolu araştırmalar sonrasında yaptığım sihirli zayıflama çayımı onlarla paylaştım.

***3 haftanın sonunda (yiyeceklerde kesmeyerek) 2 kilo verdiler :)

Nasıl 2 kilo verdiler?

Zayıflama çayları belki de kilo vermenin en kolay yoludur. Ev yapımı doğal zayıflama çayı tariflerini kilo vermek isteyenler muhakkak günlük diyet listelerine eklemelidir.
Zayıflama hedefimize kavuşmanın en iyi yöntemi hazır zayıflama çayları yerine, mutfağımızda bulunan bitkilerle bu çayları kendimiz hazırlamamızdır. Böylece hem ekonomik, hem de sevdiğimiz tatlarla kendi çayımızı kendimiz yapmış oluruz. Bu çaylar metabolizmanızı hızlandıracak, sindirim sisteminizin çalışmasını düzenleyecek ve yağ yakımını hızlandırarak hızla kilo vermenizi sağlayacaktır.

İşte benim doğal zayıflama çayı iksirim :))


Malzemeler
  • Bir tatlı kaşığı rezene
  • 7 adet taze yeşil nane
  • Bir parça zencefil dilimi
  • 1 parça kabuğu ile limon
  • 2 adet yeşil kakule tohumu
  •  yarım yeşil elma
  • şeker yerine tarcın çubugu kullanın
Yapılışı:Tüm bu malzemeleri 1 bardak kaynamış suyun içine koyarak 10 dakika demlenmesini bekleyin, kaynatmayın. Aç karnına bir bardak ve uykudan önce bir bardak olmak üzere iki defa sıcak şekilde, 3 ay boyunca içebilirsiniz.


16 Mart 2017 Perşembe

Bana Ne Yediğini Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim

Ne Bulursa Yiyiciler:

İştah düzeyi son derece yüksek olan bu sınıftaki baylar ve bayanlar ne bulurlarsa yerler. Öyle fazla yemek ayırt etmezler. Armudun sapı, üzümün çöpü diye ayırırlarsa aç kalacaklarını düşünürler. O yüzden de ne bulursa yiyicilerin çok arkadaşı vardır. Herkesi kabul ettikleri için herkes tarafından da kabul görürler.

Seçerek, İnceleyerek Yiyiciler:

Mıymıntı da denilebilen bu tip arkadaşların tabaklarındaki yemeklerin moleküler yapısına indiklerini gözlemleriz. Yemeğe başladıktan kısa bir süre sonra tabaklarının etrafına dizdikleri domates kabukları, patlıcan sapları, maydanoz ve biber parçalarıyla değişik bir sanatsal çalışma ortaya çıkarırlar. Bu tip arkadaşlar, dostluk kuracağı kişileri de çok ince eleyip sık dokurlar. Öyle herkesle arkadaş olmazlar. Prensipleri vardır ve bunları uygularken kesin tavırlarını koyarlar. Başkalarının kusurlarını deşifre etmekten çekinmezler. (Yemekte hoşlanmadıkları kısımları sergilemeleri gibi.)

Fast Food Yiyiciler:

Aceleci, telaşlı, enteresan şekilde tembel kişiliklerdir. Zira yemek yapmak, hele hele o uzun emek gerektiren dolma, mantı tarzı yemeklerle uğraşmakla hiç işi olmaz. Yemeyi en az zahmetle ama kankalarıyla zevkli hale getirmek çabasındadır. Dolayısıyla fast food yiyicilerden öyle uzun, zahmetli işler beklememelisiniz. Az zamanda kısa işler yapmak isterler.

Ölmemek İçin Yiyiciler:

Ne bulursa yiyicilerin aksine bu sınıftakiler ancak yaşamak için yerler. Yemekte ne var diye annelerine sordukları görülmemiştir. Herkesten sonra sofraya oturur, herkesten önce kalkarlar. Suyla iyice karınlarını doyurduktan sonra, iki zeytin bir lokma ekmekten oluşmuş kahvaltıları ile saatler geçirirler. Bu gruba genelde sıfır bedene kavuşmak isteyen genç kızlarımızdan yemeye yemeye iştahı kaçmış olanlar girer. Midesinin küçülmüş olduğunu bahane ederek sevdiği yiyeceklerden bile kaçarlar. Öyleyse bu gruptakileri ikiye ayırmak gerekir. Birincisi gerçekten iştahsız olup yemekten kaçanlar, diğeri diyet ehli iştahlılar. Ölmemek için yiyen ehl-i diyetin zamanla yelkenleri suya indirip eski yeme alışkanlıklarına geçtiği de oldukça sık görülmektedir. Bu arkadaşların zayıf bünyeli, olaylardan çabuk etkilenen, sulu gözlü, kolay parlayan, sempatik ve dış görünüme önem veren kişiler olduğunu söyleyebiliriz.

Okuyarak, Ögrenerek Yiyiciler:
Masaya yemek için oturup karşınızda illa da okuyacak bir şeyler arayanlardan mısınız? Öyleyse siz de bu gruba giriyorsunuz. Bu gruptakiler yemekte hiçbir şey bulamazlarsa ilaç kutusunun arkasını veya takvim yapraklarını okuyarak yemeklerini yerler. Sürekli okudukları kitapların sayfalarında günün menüsünün izleri yer alır. Bu sınıftaki dostlarımız okumayı, öğrenmeyi yemekten daha çok sevdiklerinden ilim, irfan sahibidirler. Eğer bir gün yemeğe çağırırsanız yemek tabaklarının yanına okuyabilecekleri bir dergi, gazete, bülten -hatta el ilanı bile olur- bırakmayı unutmayın.

Kankisi Olmadan Yemeyiciler:
Kimi arkadaşlar da yalnız yemekten hoşlanmadıkları için illa da yanında sevdikleri olsun isterler. Arkadaş ortamında ne kadar yediklerini fark etmez, ipin ucunu kaçırabilirler. Yemek yapmayı yemek kadar seven bu gruptakiler, bol kepçe olup hiçbir yemeği az yapamazlar. Karakter özelliği olarak arkadaş canlısı, merhametli, cömert, zevkli ve boğazına düşkündürler.

Bilgisayar, TV Başında Yiyiciler:

Bu sınıftakileri ekranın olmadığı mutfak gibi bir mekanda yemeğe çağırmanız boşunadır. O ancak salonda TV karşısında veya bilgisayarın başında yemek yemekten hoşlanır. Ekrana kilitlendiği için o anda kendisine verilen her yemeği kabul eder. Neyi nasıl yediğini, içtiğini fark etmez. Hazımsızlık problemlerini çok yaşayan bu gruba giren insanların konuştukları konular genellikle popüler başlıklar, maçlar, diziler ve gündemi meşgul eden bilumum haberlerdir. Neşeli, havai ve medyatik olan bu tiplerin yiyip yiyip oturdukları için obezite tehdidi altında bulundukları bilinmektedir.

Yemeyip Yedirenler:


Bu gruba girenlerin özellikle bizim toplumumuzda annelerden oluşmuş olduğunu söylemeye sanırım gerek yoktur. Kendisi yemeden çocuklarını besleyen, misafirlikte ikram edilenlerden peçete arasında evlatlarına götüren, onlar doyunca kendini tok addeden fedakar annelerimizin bu kadar kısıtlı yemeyle nasıl böyle kilo aldıklarını anlamak biraz zor olmaktadır. Bize kızdıklarında her zaman dedikleri “Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim!” türünden cümleler yediklerimizin bir bir boğazımızda tıkanmasına yol açar. Yemeyip yedirenler sadece anneler değildir elbette. Vefakar arkadaşlar, ailemizin diğer büyükleri, ahiret kardeşlerimiz de bu düşüncede olan sevgili insanlardır. Kişisel özelliklerini az çok açıkladığımız bu gruptakilerde fedakarlık zirvededir. Vefa duygusu tavan yapar. Sevdiklerine bağlı, müşfik ve düşüncelidirler.

24 Şubat 2017 Cuma

Carte D’or Meyveli Tatlılar

Armut Yatağında Çikolata ile ilgili görsel sonucu

Meyve, insanın hayatında çok önemli bir rol kaplar. Sağlığımıza yararlı olmakla birlikte yarardan da ötesi. Tatları da yararları kadar güzel olmakla birlikte her türlü yemekle birlikte yenebilir. Gel gelelim Carte D’or da mevsimin taze meyveleriyle her mevsim ayrı bir damak tadı, ayrı bir zevk yaşattırıp, meyvelerin tatlılarla ne kadar güzel bir şekilde uyumlu olabileceğini göstermiş.

Yaz mevsiminin başında yediğiniz çilekli lokumlu dondurmayı hep yiyebilmek için ‘’Asla yaz bitmese.’’ Dediğiniz anda kış mevsiminde yediğiniz narlı parfe ile ağzınız tekrardan şenlenecek. Hangi meyvenin hangi mevsimde yetiştiğini size ezberletecek tatlılardan bıkmanız imkansız!
Yani size kesinlikle söylemeliyim ki bir yandan sağlıklı kalırken bir yandan hayatın tadını çıkarabilirsiniz. Favori meyveniz ney ise o meyveyle yapılan tatlıları aratarak tariflerini bulabilirsiniz. Yiyebileceğiniz en güzel tada sahip olan tatlıları evinizde yapabilmek için tek yapmanız gereken Meyveli Tatlı Tarifleri linkine erişim sağlamak. Sonrasında sağ üst köşeden istediğiniz meyvenin ismini aratarak o meyveye özel olan tatlıların tariflerine erişebilirsiniz.
Örnek olarak bir tarife bakalım;

İsmi bile ağzımızın sulanmasına yeterli olan bir tatlının yapımı ancak bu kadar kolay olabilirdi;
Malzemelerimiz dört dondurma kaşığı Carte D’or sütlü çikolatalı dondurma, yüz elli mililitre sıvı krema, iki yuz gram bitter çikolata, yirmi beş gram pudra şekeri, dört adet armut (kabuklarını soyup dört parçaya dilimleyin) ve son olarak çekilmiş yirmi beş gram fındık.

Hazırlanışı ise ilk önce tencereyi malzemelerimizle doldurmakla başlıyor. İlk oalrak kremamızı, çikolatamızı ve şekerimizi koyalım. Daha sonrasında kısık ateşte karıştıralım. Çikolata eriyinceye kadar pişirdikten sonra kenara alalım. Sonrasında her servis tabağına dört dilim armut koyalım. Ardından yerleştirdiğimiz armutların üzerine bir top Carte D’or sütlü çikolatalı dondurmamızdan koyalım. En son olarak ise üzerine ılık sıcaklığında olan çikolata sosumuzu gezdirelim. Çekilmiş olarak elde ettiğimiz fındıklar ile süsleyerek dondurmalı tatlımızı fazla bekletmeden servis edelim.
Yapımı işte bu kadar basit! Misafiriniz geldiğinde evde hazır bir yemeğiniz, tatlınız yoksa endişelenmeyin. Çok kolay bulunabilir malzemelerle yapılmış olan bu tatlıyı çok kısa bir sürede yapıp misafirlerinize ziyafet çektirebilirsiniz.


Üstelik bu tatlılarda istediğiniz meyveleri de kullanabilirsiniz. Tarifteki meyvede elma diyorsa, armut koyabilirsiniz. Seçimler, damak tatları tamamen size kalmış.

5 Ocak 2017 Perşembe

Neden Kilo Veremiyorsunuz?

Su içsem yarıyor diyenler bu yazıyı mutlaka okuyun!
1- DİYABET : Hastalanmadıkça hastaneye gitmeyen bir milletiz bu yüzden çoğumuz farkında değiliz belki diyabet hastası olduğumuzdan . Sizde antrenmanlarda çabuk yoruluyor , beslenmede krizlere giriyor iseniz yapmanız gereken en önemli testlerden biridir diyabet testi . İnsülin probleminiz varsa burada gözükecek ve beslenme antrenmanlarınızı ona göre dizayn edip kilo vermeye devam edeceksiniz .
2- TİROİD :Diyabet gibi tiroid de başımızın belasıdır kilo kontrolümüzde . Hipotroid i olan kişiler metabolizmasının yavaşlamasından dolayı mükemmel antrenman ve beslenme olsa da kilo vermede sıkıntılar yaşayacaktır . Bu yüzden kilo vermede sıkıntılar yaşıyorsanız sizde testinizi yaptırın bole bir durum varsa eğer gerekli doktor tedavisini yaptıktan sonra sizde kilo vermeye devam edin.
3- ALIŞKANLIK : Kilo verememenizdeki veya hızının azalmasındaki en büyük etken aynı antrenman ve ayni beslenme modelini uygulamaktır . İnsan organizması çabuk uyum sağlayan bir sistemdir bu yüzden uygulanan veya tüketilen besinlere uyum sağlar ve tepki vermez . Bu durumlarda çok kaliteli antrenman yapsanız da çok iyi beslenmediyseniz de kilo kayıbınız olmaz . Yapılması gereken belli aralıklar ile antrenman ve beslenme programlarınızı değiştirmelisiniz.


2 Eylül 2016 Cuma

SİZDEN GELENLER : DİYABET HİKAYELERİ


Tamamen kendi deneyimlerime ve okuduğum yayınlardan derlediğim bilimsel içeriklere yer verdiğim bloguma ilgi o kadar yoğun oldu ki ( tekrar tekrar teşekkürler) sizlerden gelen mesajları da aktarmaya başlıyorum. Bir okuyucumdan gelen diyabet hikayesini aşağıda okuyabilirsiniz.

''Herşey (yanlış hatırlamıyorsam)1992 yılının eylül-ekim ayında başladı. akşam misafirlikten geldikten sonra karın ağrısı ile. Sonraki günlerde iştahsızlık(normalde iştah olur ama bende tersi). korkunç derecede su içme ve bitmeyen idrar sorunu. su içerken sanki birşey içmiyormuşsunuz gibi hissetmiyordum. kilom 1 ay içinde 32'lerden 20'lere düştü.(zaten zayıftım ama artık iskelet halindeydim). sürekli idrarlar bir süre sonra malesef yatağıma kaçırmaya başladım. doktora gitmemize rağmen diyabetli olduğum ilk etapta anlışılmadı. ta ki 92 kasım ortalarında komaya girene kadar. koma halindeyken çocuk doktoru nefesimden "Şeker komasında olduğumu" söyle. hemen yatış ve insülinli günler. çikolata ve tatlı hastası olan ben birden bire (abartmıyorum ama bazen yemek yerine tatlı yerdim) diyetli günlere girdim. kilom hastaneye gittiğimde 19'a düşmüştü. insülin tedavisi ile birlikte kilo almaya başladım. taburcu olduktan sonra istanbul'a çok ünlü bir doktor vardı ona gittik ve humulin NPH 30-70 ile tedaviye başladım.

herşey kabus gibiydi. hergün iğde olmak, sürekli kan ölçmek sürekli kontroller vs.
İlk zamanlar arkadaşlarıma durumu izah etmeme rağmen pek bilinçli bir toplum olmamamızdan dolayı bana sürekli veremli ya da bulaşıcı hastalıklıymışım gibi yaklaşıyorlardı. tabi gıcıklık olsun diye yanımda çikolatalar yiyenler vs. okulu değiştirmek zorunda kalınca durumumu asla kimseye söylemedim. ailem haricinde kimse benim bu durumumu halaya kadarda bilmezler.

Bu benim ilk başlangıcımdı.

sonra ki günlerde hipoglisemiler vs hepsi ile tanışma fırsatı buldum. hemde acı şekilde. sürekli olarak. kontrolu sağlamada oldukça zorlandığımızı söyleyebilirm. başlangıç dozum 28 gündüz 12 akşamdı. bu doz 1 ayda 12-6'ya kadar düştü.(balayı dönemi )

sonrasında tahmin ettiğiniz gibi bitkisel ilaçlar, kocakarı ilaçları (iğrenç tatları halaya kadar ağzımda hissederim ) herşeyi denedik ama sonucunda kabullenmeye başladık. sonra ki yıllar hep kontrollü geçti. beni en çok zorlanyan ergenlik dönemim oldu. şekerim hep yüksek. 300-400'ün altına hiç düşmedi. çünkü sürekli yiyordum.(tatlılarda dahil.) bu dönemde ve bundan sonra ki yaklaşık 10 yıllık dönemde doktor kontrollerini ihmal ettim.sadece insülinlerimi yapıyordum. ölçümleri bile bıraktım. sınava hazırlanırken tam kabustu. sınav günü bile koma halinde sınava girdim desem yalan olmaz.

öğrenclik dönemi böyle geçti. şimdi meslek hayatındayım ve yaklaşık 9 yıldır mesleğimi icra etmeye çalışıyorum. son 1 yıldır forumunuz ile tanıştıktan sonra kendime eskisi gibi bakmaya karar verdim diyebilirim. meğerse bu süre içerisinde ne güzel tedavi şekilleri çıkmış. lantus mucizesi, yeme esnekliği sağlayan humalog mucizesi vs. NPH insülin kullanan biri için bu gerçektende mucize idi. sabahları 200-300 şekerle kalkmak berbat birşey. nph'lar çok dengesiz olduğundan gece hipoları çok kötü oluyor. doktorumun tavsiyesi ile şimdi lantus+humalog kullanıyorum ve HA1C seviyem 9'lardan 6 seviyelerine indi. bu gerçekten de mucize. en azından benim için. sabah 90-110 seviyelerinde şekerle uyanmak ve 3 saatte bir yemek yemek zorunda olmamak muhteşem birşeymiş ve ben bunu 1 yıldır biliyorum.''

31 Ağustos 2016 Çarşamba

‘Tatlı Son’lu” Cornetto Dondurmaları

Cornetto ile ilgili görsel sonucu

Algida'nın bu sene en çok satan dondurmalardan bir tanesi oldu. Yaza damga vuran bu dondurma, plajların vazgeçilmez lezzeti oldu. Dondurma çıktığı gibi şarkısı çıkıp, satış rekorları kırdı.

Cornetto Dondurma Çeşitleri 

Cornetto Disc Oreo kaymak ve benzersiz Oreo parçacıklarıyla ağızda müthiş bir tat bırakıyor. Cornetto In Love Chocolate Berry bol miktarda çikolata ve böğürtlen sosuyla enfes bir deneyim sunuyor. Cornetto Disc Cheesecake orman meyveli sosuyla müthiş bir lezzet bırakıyor ağızda. Cornetto Disc Vanilya - Karamel fındık parçalı, vanilya ve karamel soslu ve dibindeki sos inanılmaz bir haz veriyor. Cornetto Disc Antep Fıstık Çikolata fıstık parçaları ile inanılmaz bir lezzet bırakıyor. Efsanevi ‘Tatlı Son’ ile aşk son ısırıkta!
Cornetto In Love Toffee Krokan fındık ve krokan parçaları ile yaz akşamlarının lezzeti. Cornetto Classico kaymağın verdiği lezzet inanılmaz. Cornetto Classico Çikolata bol miktarda çikolata sosu ile çikolata sevenlere mutluluk veriyor. Algida Keyif Kornet vanilya ve kornetin buluşmasıyla müthiş bir haz bırakıyor insanda.
Kalori değerlerine bakarsak Cornetto diğer markalara nazaran kalori değerlerini fazla yapmış durumda. Fakat bu durum Cornetto'nun satışına engel olamadı. En az kaloriye sahip dondurma Algida Keyif Kornet oldu. Bu dondurma vanilyanın müthiş buluşmasıyla oluşmuştur. En fazla kaloriye sahip dondurma, Cornetto Disc Oreo oldu. Kaymak ve Oreo parçacıklarının dondurmayla mükkemmel uyumu üst sıralara taşıdı.
Cornetto serisinin en çok sevilen dondurmalara gelecek olursak eğer Cornetto Disc Oreo oldu. Bu yazın Cornetto serisi olarak ilk çıkan dondurmalarından bir tanesiydi. Bu dondurmayı insanların tercih etme sebeplerinden bir tanesi de dondurmanın içinde küçük parçacıklar halinde bitter çikolatanın olması oldu.
En az satan dondurmalara gelecek olursa eğer, Cornetto In Love Chocolate Berry oldu. Bunun sebeplerinden bir tanesi, böğürtlen ve çikolatanın birlikte olmasıdır. Aslında sadece böğürtlen yapsalar belki daha fazla satabilirlerdi. Çikolata sevenler yine bu dondurmadan vazgeçemediler.
Cornetto serisinin diğer rakiplerle karşılaştırıldığında büyük bir fark oluştuğu açıkça ortada. Cornetto bu sene atağa geçtiği diğer tüm rakiplerine fark atsa da, ilerde ne yapacağı kafalarda soru işaretine sebep oldu.

Bu kadar çok sevilip satılmasının bir sebebi de birçok yerde reklam yapmasıdır. Aynı zamanda Cornetto için şarkı yazılması bu yükselmenin en önemli sebeplerinden bir tanesi oldu. İnsanları kendine çok iyi çeken bu dondurma, fiyat olarak da en uygun dondurmalardan bir tanesi. Piyasada şuana kadar en ucuz dondurmalardan bir tanesi haline gelmiş durumda ve en çok satılan dondurmalardan bir tanesi.