4 Aralık 2015 Cuma

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Hakkında Merak ettikleriniz Bu Sitede!

Sağlıklı beslenme yaşamımızın her döneminde hepimizin öncelikli konusu. Endişelerimizi gidermek ve sorularımıza cevap bulabilmek adına hemen bir bilene danışmak istiyoruz ve yaşadığımız çağ gereği ilk başvurduğumuz yer genellikle “internet” oluyor. Ancak, internetteki bilgi karmaşasından neyin doğru neyin yanlış olduğuna bir türlü karar veremiyor ve işin içinden çıkamıyoruz.

Sağlıklı gıda tüketimi dendiğinde akla hemen “süt konusu” geliyor. Sütün beslenmemizdeki önemi tartışılamaz bir gerçek. Ancak, sağlıklı ve güvenli süt tüketimi konusunda pek çok doğru bilinen yanlışlar ve iddialar bulunuyor.

En basiti diyet yaparken tükettiğimiz diyet süt ve süt ürünlerinin sağlıklı olup/olmadığı konusunda bile hala soru işaretlerimiz var.

Geçtiğimiz günlerde süt ürünleri hakkında merak ettiğimiz neredeyse tüm soruları yanıtlayan, Ankara Üniversitesi hocalarının katkıları ile hazırlanmış bir siteye rastladık: http://suthakkindahersey.com/ 

Süt ile ilgili aradığınız tüm soruların cevaplarını bulabileceğiniz gibi Sizde uzmanlara soru sorabiliyorsunuz. İşte o siteden seçtiğim, süt ile ilgili bilmeniz gereken 2 önemli soru. 

Daha fazla bilgi almak için siteyi ziyaret göz atmanızı mutlaka öneririm.

Soru: Düzenli süt içmek kilo vermeye yardımcı olur mu?

Cevap: Evet, süt içerdiği kalsiyum ve protein ile kilo kaybına yardımcı olur.

Obezite, günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor.  Obezite oluşumunu engellemek için yapılan araştırmalarda, bazı besin öğelerinin vücutta yağlanmayı azaltarak kilo kontrolü sağlamaya yardımcı oldukları belirlenmiştir. Bu besin öğelerinden bir tanesi de kalsiyumdur. Obezite tedavisinin hedefi fazla olan yağ dokusunu azaltmak olduğu için, süt ve ürünlerinin tüketimi ile alınan kalsiyum, yağ ve protein ayrıca önem kazanmaktadır. Kalsiyum desteği  verilerek yapılan çalışmalarda kilo kaybının etkin olduğu gösterilmiştir. Diyet sırasında alınan kalsiyum, yağ asitlerini değiştirerek, emilimini azaltmaktadır. Ayrıca kalsiyum, vücutta sindirilen yağ miktarını azaltarak dolaylı olarak enerji alımını da azaltmaktadır

Besinlerden alınan proteinler vücutta kullanılabilme derecelerine göre; “örnek protein: vücutta tam olarak kullanılan, iyi kalite protein: tamamına yakını kullanılan, düşük kalite protein: tam olarak kullanılmayanlar olarak” sınıflandırılır. Örnek protein kaynakları insan sütü ve yumurta iken,  iyi kalite protein kaynakları et, balık, süt ve türevleridir.                    

Yüksek protein içerikli diyetler tokluk sağlar. Protein oranının orta düzeyde artırılması ile metabolizma hızlanır ve kas kitlesi korunur. Araştırmalar sütün; kalsiyumdan en zengin besin olması özelliği ile ayrıca içerdiği kaliteli protein ve lioneik asid gibi özel yağ molekülleri ile ağırlık kaybına neden olduğunu gösteriyor. 

Soru: Süt iyi bir kalsiyum kaynağı mıdır? Yeşil yapraklı sebzelerden de kalsiyum alabilir miyim?

Cevap: Süt kalsiyum emilimi açısından en zengin gıdalardan biridir.

Bir bardak sütte (200ml) yaklaşık 200 - 220 mg kalsiyum vardır. Bunun da ötesinde kemik ve diş sağlığı açısından sütte bulunan kalsiyum:fosfor oranı ideal aralıkta olan 1:1 - 1:1,5 sınırındadır. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı patolojik bir bozukluk olmadığı müddetçe günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında süt en ideal besindir.   Günlük beslenmemizdeki besinsel kalsiyumun neredeyse %70’i süt ve süt ürünlerinden meydana gelir, sadece yaklaşık %16’sı tam yeşil sebzelerden ve kurutulmuş meyvelerden oluşmaktayken %6-7’si maden suyundan sağlanmaktadır. Süt insan beslenmesinde en ucuz, en önemli ve en yararlı kalsiyum kaynağını oluşturmaktadır. Kalsiyum çökelmesini önleyen bir grup protein içerir ki bu da kalsiyumun vücut tarafından emilmesini kolaylaştırır.

Bu durum süt ve süt ürünlerinin neden kalsiyumun en iyi kaynağı olarak adlandırıldığını açıklar.

 

 

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

18 Kasım 2015 Çarşamba

Düşük Kalorili Ve Sağlıklı Sabah Menüsü “Mantarlı Omlet”

Bu blogda hem diyabet hastaları hem de sağlıklı yaşamaya çalışan kişiler için elimden geldiğince doğru ve yararlı bilgiler paylaşmaya çalışıyorum. bugün ise konumuz sağlıklı kahvaltı :)
Günümüzün olmazsa olmazı kahvaltılarımız, bize en çok enerjiyi, en çok proteini veren öğündür. Özellikle kahvaltıda yumurta tüketmek oldukça faydalıdır. Yumurta protein açısından en sağlıklı besinlerden biridir. İçerisinde diğer besinlerde bulunmayan çok faydalı vitaminler içerir. Sizde diyet menünüzde sabaha böyle başlayarak gününüze enerji ve sağlık katabilirsiniz. Bu tarifim içinde mantarın da olduğu, günün ilk saatlerine eşlik edebilecek nefis bir lezzettir..

Mantar oldukça sağlıklı bir besindir. Yüksek tansiyona, kan basıncını kontrol altına almada, cildin korunmasına yardım eden bir antioksidandır. Omletimizin içinde mantarında bulunması bizim için çok faydalı olacaktır. Bu iki vitamin deposu besin ile sabaha başlamak sağlam bir diyet için küçük ama çok etkili bir adım olacaktır. Zamanla sizde kilonuzu kontrol altına almanın çok da zor olmadığını siz de görebileceksiniz.. Afiyet Olsun..
 


Diyet omlet tarifi için gerekli malzemeler 
2 adet yumurta 
Yeteri kadar tuz ve karabiber 
1 tatlı kaşığı tereyağı 
1 adet yeşilbiber 
1 adet kırmızıbiber 
4-5 adet mantar 

Diyet omlet tarifi yapımı

Diyet omletin yapımına önce malzemelerini hazırlayarak başlayalım. Yeşil ve kırmızıbiberleri ayıklayarak incecik doğrayın. Mantarların üzerindeki zarı ayıklayarak onları da ince kıyın. Bildiğiniz gibi biber ve mantar oldukça düşük kaloriye sahiptir. Bu nedenle diyet omlet içinde rahatlıkla kullanabiliriz. Bu arada bir kâsenin içinde yumurtaları çırpmaya başlayın. İçine tuzu ve karabiberi ilave edin. Malzemeyi iyice karıştırın. Bu arada tavayı ocağın üzerine koyarak, ısıtmaya başlayın. Tava kızınca içine 1 tatlı kaşığı tereyağını ilave edin. Diyet olarak hazırladığımızdan tereyağını az kullanıyoruz. Tereyağı eriyince ince doğradığınız yeşil ve kırmızıbiberleri tavanın içine atın ve sotelemeye başlayın. Ardından ince kıydığınız mantarları ilave edin. Bu arada ocağın altını kısmayın. Çünkü mantarlar sulanabilir. İç malzemeler kıvamında sotelenince, hazırladığınız yumurtalı karışımı içine dökün. Tavayı hafifçe sallayarak, omletin tavaya yayılmasını sağlayın. Bu sayede her tarafı eşit şekilde pişecektir. Pişen omleti servis tabağına alarak, diyet menünüzde tüketebilirsiniz.

16 Kasım 2015 Pazartesi

Diyabet Tedavilerinde Gelişmeler Neler?


Bugünkü konumuz, diyabet hastalığındaki yeni gelişmeler ve diyabet hastalığında uygulanan yeni tedavi yöntemleri.
Hepimizin bildiği üzere pankreas sindirim sistemine ait olan besinlerin sindirimini kolaylaştıran organdır. İnsülin hormonu üreten beta hücrelerine sahiptir. Zaman zaman her gün iğne yapmaktan sıkılıp şikayet ettiğim olur.. Tabi insülin kaleminin yerini alan insülin pompası da var ama ben henüz tanışmadım. Diyabetin birkaç tedavisi daha vardır bunlar;

*Kök Hücre Tedavisi
*Pankreas Nakli
*Adacık Nakli


Günlük İğne Yerine “Betatropin”
Harvard Üniversitesi’nden uzman kişilerin araştırmalarına göre Betatropin vücuttaki insülini arttıran bir hormondur. Günde birden fazla iğne yapmak yerine vücuda haftada veya ayda, hatta yılda bi’ kere bu hormon salgılanacak. Aslında kulağa çok hoş geliyor. Amerikalı bilim insanları keşfettikleri bu hormonun vücutta insülin üretimini artıracağını ileri sürüyor..                                                                                                                                       
Fakat okuduğum yazıya göre bu yöntemin piyasaya çıkması için 10 yıl geçmesi gerekiyormuş. (Kaynak: sciencedirect.com)


Bir Başka Yöntem: Adacık Nakli
Pankreas kan şekerini düzenleyen hormonları yapar. Bu hormonların da olmasını sağlayan hücrelere adacık hücre denir.

Adacık hem Tip1 hem de Tip2 hastalarına uygun görülmüş bi’ tedavi yöntemidir. Fakat tek sorun bu nakilden sonra bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanma zorunluluğu.. Bu yüzden hastaların çoğu insülin kalemiyle tedaviye devam ediyor. Yan etkilerine maruz kalmamak ve daha fazla etkili olmasını sağlamak için çalışmalar hâlâ sürüyor.



Pankreas Nakli Olan İnsülinden Kurtulur!

Zamanında yemek yemenin, zamanında spor yapmanın insüline göre ayarlandığı düzeni yaşarken pankreas naklinden sonra artık normal insanlar gibi yenilebilir. Bu nakil, diyabetin yıllar sonra oluşturabileceği hastalıklardan da kurtulmayı sağlıyor.

 Pankreas naklinde önemli adaylar böbrek yetmezliği olan tip1 diyabetiklerdir. Bu kişilere operasyonda pankreas böbrek ile aynı anda takılır. Bu operasyon 4-6 saat sürer. Kişiler birkaç gün içinde tamamen normal kan şekeri düzeyine sahip olur.

 Her şeyden önce doktorla görüşülerek uygun tedavinin ne olduğunu öğrenmek gerekir. Daha sağlıklı beslenirsek diyetimize uyarsak insülini silebiliriz.

13 Kasım 2015 Cuma

Az Kalorili ve Sağlıklı Enginar Çorbası Tarifi

 Kilo vermeyi herkes ister, ama kimse yemekten kesmeyi istemez. Kararlı bir şekilde yapmak için hazırlanırız ama uygulamaya gelince hepimiz uygulayabiliyor muyuz? Çevremizdeki insanlardan ya da ilk önce kendimizden başlamak gerekirse, sık sık dile getirdiğimiz “ Pazartesi diyete başlıyorum.” cümlesini kullandığımız çok olmuştur, bazen başlarız ama bu salı gününe kadar bile sürmez.. Bunun için kendimizi çok sıkmayacak ve günde 1 kere kullanmamızın bize yeteceği, hazırlanışının kolay olacağı, bir çorba tarifi vermek isterim sizlere.. Çorba içmenin kalorisi düşük olduğu için özellikle bu çorbamız sebzeliyse, kilo almaktan korkmamıza hiç gerek kalmayacak.. Kilomuzu kısa sürede kontrol altına almak için bu tarifimiz gibi küçük başlangıçlarla kilo vermek için sağlıklı bir adım atmış olacağız.Önereceğim bu tarif diyetisyenlerin de sıklıkla tavsiye ettiği ‘Enginar Çorbası’.. 
 
Enginar Çorbası Malzemeleri
  • 2 adet enginar
  • 1 patates 
  • 1 havuç 
  • 1 soğan 
  • Dereotu 
  • 1 adet limon suyu 
  • 2 kaşık sıvı yağ 
  • 1 adet yumurta 
  •  4 bardak su ve tuz 
Enginar Çorbası Hazırlanışı:
 
Enginarı ayıklayalım ve temizleyelim. Patates ve havucu temizleyip hazır hale getirelim. Hazırlanan tüm sebzeleri küçük parçalar halinde doğrayalım. Sıvı yağda havuçtan başlayarak diğer sebzeleri çorba tencerenizde kavuralım. Önce havuç sonra diğerleri ilave edilecek.
 
Ayrı bir kapta limon suyunu yumurta ile karıştırıp biraz çırpalım ve kaynamakta olan tencereye ilave edelim. Son olarak ince ince doğranmış dereotunu tuz ile birlikte ekleyelim. 10 dakika daha pişirdikten sonra servis yapabiliriz. Ellerinize sağlık afiyet olsun.
 
  

10 Kasım 2015 Salı

Diyabet Eğitiminin Önemi Nedir?

 


Diyabet eğitimi diyabeti olanların yaşamlarını daha kaliteli düzeye ulaştırmalarını ve tedavi boyunca şekerin verebileceği hasarları önlemelerini sağlar.
Sadece aileler değil çocuklar da erken yaşta eğitim almalıdır. Yoksa diyabeti ciddiye almaz ve şeker düzenine uymazlar. 
Normal kan şekeri dengesini kontrol altına almak için, en önemlisi büyüme ve gelişmenin sağlanması için diyabet eğitiminin çocuk ve aile tarafından önemsenmesi gerekir.



Diyabet Tedavisi İçin Hangi Bilgiler Verilir?
Ben hastaneye 2 hafta kadar yatırıldığımı hatırlıyorum. Düzenli olarak belirli saatlerde kan şekerimizi ölçer yemeğimizi yerdik. Eğitim çocuk ve aile için kesinlikle önemlidir. Genellikle şu bilgiler verilir;

*İnsülin yapımı ve insülin yapılan (kol, göbek, bacak, kalça) bölgeler
*Şeker yüksekliği (Hiperglisemi) ve şeker düşüklüğü (Hipoglisemi) esnasında yapılan tedaviler
*Egzersiz ve şeker ilişkisi
*Evde kan şekeri ölçümü

9 Kasım 2015 Pazartesi

Çocuklarda Diyabet Nasıl Anlaşılır?

Bu soru altında çocuklarda görülebilecek belirtilerden ve tedavi yöntemlerinden bahsedilebilir.  Genellikle çocuklarda tip1 diyabet görülür. Yani insüline bağlı tedavi sağlanır. Normal belirtiler ne ise çocuklarda da aynı sorunlar ortaya çıkar. 

*Aşırı yemek ve tatlı yeme isteği

*Aşırı su içme ve buna bağlı olarak idrara çıkma

 *Kilo kaybı

 Şeker yüksek olursa çok su içilir ve bundan dolayı gece uyurken idrar kaçırma ile karşılaşılabilir.  Vücuttaki fazla şeker idrarla atılır, bu yüzden çok tatlı yemek istenilir.

21 Ekim 2015 Çarşamba

Tatsız Şeker Listesi

Diyabetin ne olduğunu bilmeyen yoktur, çünkü artık bebeğinden yaşlısına kadar yayılmış durumda. Hastaneye yatırıldığımda günlük yiyecek planı verilmişti. Mesela şekerli yiyeceklerden kesinlikle uzak durmam gerekiyor, tabi ki fiziksel aktivite de şart.. Yemeklerde aşırı yağ ve tuz da yasak. Tabi ben bunlara "yasak" demiyorum, "her şeyden kararlıca tüketmek" denilebilir. 
 
 
Ne Yemeli veya Yememeli?
 
 Evde bize göre her zaman yemek pişmeyebilir. Sadece miktarını ayarlamak yeterli olacaktır. Tip 1 diyabet olduğum için 3 ara ve 3 ana öğün yemek yemem gerekiyor. O yüzden işe giderken veya okula giderken de çantamda mutlaka yiyecek bulundururum.
 
Gelelim yemeklere.. Rafine gıda olan beyaz ekmek, pirinç, patates ve havuç türü yiyecekler tüketilmemelidir yani nefsimizin körelmesini sağlayacak kadar tüketilmelidir. En azından ben öyle düşünüyorum. 
  • Kafeinli içecekler ve sigara da bırakılmalıdır. 
  • Light içecek ve yiyecekler kesinlikle kullanılmamalıdır.
  • Lokum, reçel, marmelat, bal tarzı karbonhidrat bakımından zengin olan gıdalar da yenmemelidir.  
  • Tam tahıl, sebze ve meyveye dayalı bir diyet alınmalıdır. Ceviz, badem tüketimi artırılmalıdır .
  • Baklagiller yani mercimek, kuru fasulye, nohut, bezelye tüketilmelidir.
 
Malesef sadece yemek listesiyle de olmuyor, okul veya iş hayatındaki stres de şekeri etkileyebiliyor. Sınav haftaları, uykusuz geceler, baş ağrısı, bunlarla beraber sayısız içtiğim kahveler.. Yaşam boyu süren bi' diyet olduğunu unutmazsak eğer, diyabete ayak uydurabiliriz

20 Ekim 2015 Salı

Hipoglisemi Nedir? Hipogliseminin Belirtileri Nedir?

İnsanın normal açlık kan şekeri 85-100 mg/dl arasındadır eğer bu değerlerin altındaysa buna hipoglisemi (şeker düşüklüğü) denir. Genelde insülin etkisinin çok olduğu zamanlarda ve yemekten önce ağır egzersiz yapıldığında ortaya çıkar. Bazen geceleri ara öğün almadan yattığımda da hızlı kalp çarpıntısıyla uyanıyorum, ölçtüğümde kan şekerim düşük çıkıyordu. Sonra hemen yemek yemeye mutfağa koşuyorum tabi.. 
Hipoglisemi Hangi Belirtileri Gösterir?
  • Halsizlik
  • Hızlı kalp atışı
  • Sinirlilik
  • Acıkma hissi
  • El ve ayaklarda titreme görülür.
Ben bu gibi durumlarda fırsattan istifade kek veya çikolata yerdim. Ama sıvı yiyecek ve içeçekler daha hızlı sürede şekerin normale dönmesini sağlıyor.
Hiperglisemi Nedir?
Tokluk kan şekeri 120-130 mg/dl arasındadır ve bu değerlerin üzerindeki şekere Hipoglisemi (şeker yüksekliği) denir. Normal insanlara göre insülin salgılayan organ olan pankreas çalışmadığı zaman şeker yüksekliği ortaya çıkıyor. Bunu önlemek için ilaçlar ya yemekten önce ya da yemekten hemen sonra uygulanmalı. Ben çoğunlukla şekerim çok yükseldiğinde bol su veya sade soda içip istirahat ediyorum. Eğer fazla yükselmemiş ise spor daha hızlı normale döndürebiliyor.
Hiperglisemi Hangi Belirtileri Gösterir?
  • Çok su içip idrara çıkma
  • Yemek yeme isteği
  •  Ağızda ekşi bir koku
  • Uyuma isteği görülür.
Eğer bunlar yaşanıyorsa yemek öğünleri atlanıyor demektir. Kısacası sık sık kan şekeri ölçerek çizelge oluşturulmalı ona göre ilaç zamanında uygulanmalıdır.

19 Ekim 2015 Pazartesi

Diyabetle Nasıl Arkadaş Oldunuz?


Şeker ya da diyabet.. Siz diyabetle nasıl tanıştınız?

Ortaokuldayken tanıştım ben diyabetle, ders çalışırken sürekli yanımda iki üç tane su şişesi. Sürekli su içer dururdum ve sürekli yemek yemek isterdim. Tabi babamın "ne güzel işte böbreklerine iyi gelir" tarzı sözlerinden sonra tahlil yaptırınca tanıştım hastalık sanılan diyabetle. "Sanılan" diyorum çünkü şeker diyetiyle arkadaş olan daha uzun yaşar, tabi bu sözüm gerçekten iyi tedavi olana. Bu benim ilk blogum, zaman buldukça kendimi ve diyabetle ilgili yaşantımı anlatmayı planlıyorum. Tabi ne demişler siz plan yaparsınız, Tanrı güler. Bu yüzden aksi bir durum olmadıkça yazarım diye düşünüyorum.

13 Ekim 2015 Salı

PUMA IGNITE XT İLE SPOR YAPMAK ARTIK ÇOK DAHA KEYİFLİ!

Ignite XT ile Daha Fazla Hareket Daha Fazla Enerji!

Spor ayakkabıları, spor ve antrenmanların en önemli olmazsa olmazlarından  biri. Onsuz bir spor düşünülemez bile. İyi bir spor ayakkabısı, sağladığı  konfor kadar tasarımıyla da  etkilemeli. Özellikle sporu, hayatlarının bir parçası haline getiren insanlar için doğru spor ayakkabıyı seçmekten daha önemli bir şey yok denilebilir.

Yoğun antrenman temponuza uyum sağlayan, enerjinizi ve hareket kabiliyetinizi en üst seviyeye çıkaran bir ayakkabıyı seçmek, yapacağınız sporun kalitesini de artıracaktır. 

PUMA Ignite ailesinin en yeni üyesi olan Ignite XT, bir antrenman  ayakkabısı olarak tüm beklentilerinizi karşılıyor. Modern ve şık tasarımıyla dikkat çekerken, sağladığı maksimum enerji ile enerjinizi zirveye taşıyor ve sporu daha keyifli hale getiriyor.

Ignite XT yüksek geri sekme ve Ignite Foam yastıklaması ile hareket kabiliyetinizi en yüksek seviyeye çıkararak darbe etkisini azaltıyor ve uzun süreli dayanıklılık sağlıyor. Ignite XT, koşu yaparken verdiğiniz enerjiyi size iade eden köpük teknolojisi ile sizi bitiş çizgisine taşıyarak bir sonraki hedefinize ulaştırıyor.

Ignite XT, bütün ayakkabı boyunca uzanan esneme kanalları sayesinde her yönde hızlı ve dinamik hareketi mümkün kılıyor.  Orta ve yan yüzlerde artırılan topuk kalınlığı yanal hareketleri desteklerken, dış tabanda yer alan sağlam kauçuk kapsüller ağırlık yapmaksızın zeminle tam temas ve tutuş sağlıyor. Dünyanın En Hızlı Adamı  Usain Bolt ve ünlü yıldız Rihanna da antrenman yaparken, uzun süreli performans vadeden PUMA Ignite XT’yi tercih ediyor. Ignite XT, sunduğu renk seçenekleriyle antrenmanlarınızı ateşliyor. 

Yoğun antrenmanları boyunca yüksek enerji isteyen sporcular için özel olarak tasarlanan PUMA Ignite XT, çok yakın zamanda bir ikon haline gelecek gibi gözüküyor.

Siz de en esnek koşu ve antrenman ayakkabısını deneyimlemek isterseniz, Ignite XT’yi tüm PUMA mağazalarında ve www.puma.com/ignite adresinde bulabilirsiniz.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

23 Eylül 2015 Çarşamba

Diyabetle Başa Çıkmanın Yolları


Diyabetinizin tedavi ve takibini yaparken kendinizi bazen stresli hissedebilirsiniz. diyabetinizin iyileşmeyeceğini düşünerek depresyona bile girebilirsiniz. Aslında yaşamda değiştiremeyeceğiniz birçok şey vardır. Diyabetli olmanızı değiştiremezsiniz ama diyabetinizle ilgili birçok noktayı değiştirebilirsiniz. Böylece neler yapmanız gerektiğini keşfederek hangi sınırlara kadar çalışabileceğinizi anlayabilirsiniz. Zaman içinde eğitiminizin ilerlemesi ve bilgilerinizin artması ile yavaş yavaş kendinizi daha mutlu ve dengeli hissedeceksiniz. Aslında yakından bakıldığında biraz stres kişinin motivasyonunu artırır, etraftan yardım istemesine neden olur, bu ise faydalıdır. Bazan stres diyabetinizi de etkileyebilir. Bu pek ciddi değildir.


Stres aslında vücudun bir toparlanma ve telafi yöntemidir. Stres cevabı beyinde başlar. Hipotalamus adlı bölümde uyarılar hipofiz bezine buradan da böbreküstü bezine gider. Böbrek üstü bezleri adrenalin adlı hormonu üretir. Adrenalinin etkisiyle tansiyon yükselir, kalp hızı artar, gözbebekleri genişler, bu arada kan şekeri de yükselir. Bazı diyabetliler stres anında şekerlerinin düştüğünü söylerler. Stres anında vücut stres yapan nedenle savaşıyor demektir. İş değişiklikleri, vergiler, telefonlar, işyerinde tartışmalar, kısa zaman içinde çok iş yapma zorunluluğu gibi dış etmenler strese neden olabilir.....psikologlar, kişilerin enerjilerinin itinalı ve idareli kullanarak büyük streslerle başedeceklerine inanıyorlar. En iyisi siz, stresli zamanlarınızda şekerinizi ölçün vücudunuzun cevabını kendiniz görün.Tedavi ve takibinizin iyiye doğru gittiğini görmeniz stresinizi giderecektir.

 

Stres nedenlerinin bazılarının ortaya çıkışını değiştirerek de stresden uzaklaşabiliriz . Örneğin olaylar karşısında kötümser yanından algılama alışkanlığınızı değiştirebilirsiniz. Unutmayın hayata iyi yanından bakan iyi taraflarını görür. Egzersiz yapmak da stresi gidermede çok önemlidir. Örneğin diyabetiniz kontrol altında değilse ve bu sizi üzüyorsa strese sokuyorsa doktorunuza gidin tedavinizde gerekli değişiklikleri yaptıktan sonra eğer bir engel yoksa iyi bir egzersizden sonra gerçekten rahatladığınızı hissedeceksiniz . Stress karşısında vücudumuz hareket için hazırdır. Egzersiz bu hareketi oluşturur. Egzersiz denince aklınıza terler akana kadar koşmak gelmesin, 30 dakikalık yürüyüş , evde küçük bedensel hareketler, jimnastik de egzersizdir.


Zaman zaman günlük yaşam koşulları içinde tedavi ve takip konusunda yapmanız gerekenler karşısında enerjinizin azaldığını hissettiğiniz zamanlar şu soruları kendinize sorun:
  • Diyabetinizle ilgilenmeyi bırakırsanız sonuçlarına katlanabileceğinize inanıyor musunuz ?
  • Kendinizi ihmal ederseniz veya diyabetinize dikkat etmezseniz diyabetiniz kendiliğinden iyileşecek mi?
  • Yemek zamanları ve insülin konusunda çok sıkı ve dikkatlı misiniz? Sizce diyabet birçok komplikasyonlara neden olur mu?
  • Sizin durumunuz bu yönden umutsuz mu?
  • Diyabetli çocuğunuz arkadaşının evinde gece kalabilir mi?
  • Diyabet ekibinizin, doktorunuzun önerilerini kabul ediyor musunuz? (kızdınız mı?)
  • Çocuğunuzun diyabeti için bir şekilde yardımcı olmak istiyor musunuz?
  • Her zaman yorgun ve bitik misiniz?
  • Diğer insanların sizi anlamadığını düşünerek hep onlardan uzaklaşıyor musunuz?
  • Hep hoşlandığınız şeyleri şimdi de yapıyor musunuz?
Bu duygular ne kötü, ne iyi veya sağlıklıdır. Diyabetle birlikte iyi yaşamak isteyen herkes kendine yardımcı olabilir. Eğer bir duygu sizin diyabetle uyumlu yaşamanızı, tedavi ve takiplerinizi engelliyorsa sizin için iyi değildir. Etraftan duyduklarınızdan çok kendinizdeki gözlemleri dikkate alın, onlara bakın. Örneğin insülin enjeksiyonlarınızı doktorunuzun önerdiği gibi yapıp şekerinizi takip ettiğinizde kan şekerinin kontrol altında olduğunu göreceksiniz bu ise sizi mutlu edecektir. Ailenizin, anne, baba ve kardeşlerinizin yardımı ile diyetinizi daha kolay sürdüreceksiniz.

12 Ağustos 2015 Çarşamba

İŞ HAYATINDA ''DİYABET''


Diyabeti bir rahatsızlık gibi tanımlamaktan ziyade aslında, birlikte yaşamamız gereken bir disiplin olarak değerlendiriyorum ben. Yani ondan kaçarak, onu yok sayarak değil onunla iyi geçinerek yaşamak en mantıklı olan. Örneğin diyabet olduğumuzu gizlemek ya da diyabet yaşam tarzına ters beslenerek yaşamak bizi yorar ve yıpratır. Herkesle özellikle gün içerisinde iş yerinde samimi olduğumuz arkadaşlarımıza mutlaka söylememiz gerekli. Bir problem durumunda onların durumumuzdan haberdar olmaları ve doktoru yönlendirmeleri gerçekten hayat kurtarıcı bir durum olacaktır.


Diya­betli insanların çoğu, herhangi bir problemle karşılaşmaksızın işlerine devam edebilirler. Ancak vardiyalı veya dü­zensiz saatlerde çalışmak, ilaçlarınızla ilgili bazı ayarlama­lar yapmanızı gerektirebilir, çünkü çoğu insülin rejimi 24 saat için tasarlanmıştır. Vardiyalı çalışanlar genellikle, tam bir düzen oturttuklarında her şeyin değiştiğinden ve yeni­den başlamaları gerektiğinden şikâyet ederler. Vardiyalı veya düzensiz çalışma saatleri için genelleme yapmak son derece güçtür, çünkü birçok farklı çalışma düzeni mevcut­tur. Sizin düzeninize göre yeni bir düzen oturtulması gere­kebilir. Bu konuyu doktorunuzla görüşebilirsiniz. İşvereni­nizin anlayışlı bir tutuma sahip olması durumunda, işiniz daha kolaylaşacaktır.

23 Temmuz 2015 Perşembe

DİYABET VE ALKOL İLİŞKİSİ


Günlük hayatımda çok alkol tükettiğimi söyleyemem daha doğrusu sık ama az oranda tüketiyorum. İş yemekleri, kız kıza yapılan dedikodu date'lerine elbette 1 kadeh şarap eşlik ediyor sohbete ancak yoğun oranlarda tüketmiyorum. Diyabet hayatımızın her alanını kapsadığı için bu konuda da çok fazla farklı yalan yanlış bilgiler var. Diyabet alkol tüketmeye engel mi? bu soruların başında geliyor.


Eğer insülin kullanıyorsanız alkol almak hipoglisemik atak ihtimalini bir hayli arttırır, hatta bu risk, alkol alımı bittikten sonra da bir süre daha devam eder. Hipo esnasın­da salgılanan bazı hormonlar, karaciğerin kan dolaşımına daha fazla glikoz göndermesini sağlar. Ancak kişi, az mik­tarda da olsa alkol aldıysa, karaciğer kan dolaşımına gli­koz aktaramaz ve hipo krizi çok daha hızlı seyredip ciddi sonuçlara neden olabilir. Buna ek olarak, alkolün algılama gücünü azaltması, muhtemel bir hipo krizinin belirtilerini fark etmenizi de engelleyebilir. Kısacası, alkol alan bir ki­şinin, herhangi bir kiriz anında gerektiği gibi davranmayı başaramaması kuvvetle muhtemeldir.

Ayrıca, pek çok alkollü içki, karbonhidrat içermektedir. Karbonhidrat ise kandaki glikoz seviyesini yükseltir. Al­kollü gıdalar yüksek kaloriye sahip olduğu için, kilosunu kontrol altına alması gereken bir diyabetlinin bundan uzak durması gerekir.

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Pilatesle Kalçayı Şekillendirmenin En Kolay Yolları!

 
Merhaba arkadaşlar. Bugün pilates sayesinde vücudumuzun bize gözde yerlerinden kalçamızda nasıl fit bir görüntü sağlarız ona bakacağız :) Kadınların görsel olarak kafaya taktıkları şeylerden birisi de kalçanın dik durmaması ve giydiğimiz pantolonda kendini kötü göstermesi.. Pilatesin yararları ve vücutta gösterdiği değişimler gerçekten denemeye değer! Haydi başlayalım!

 Plates Topuyla Kalça Hareketi

 


1. Resimdeki gibi kalçanız havada, kollarınız yanda olsun.
2. Bacaklarınızın altına koyduğunuz pilates topunu nefes vererek kendinize doğru çekin.

Plates Topu ile Squat (popo sıkılaştırma)



1. Resimde gördüğünüz gibi pilates gymball u ayağınızın altına yerleştirin.
2. Öne doğru çömelip alçalırken nefes verin.Hareketi diğer ayağınız için de yapın.
Bu hareket ile popo çevresi çalışacak fazla yağlar eriyecek ve sıkı bir popoya sahip olacaksınız.  Düzenli olarak haftada en az 2-3 kez bu hareket hareket sayesin sevdiğiniz fakat giyemediğiniz jeanlerinizi dolaptan çıkarma vaktiigelecek :)

BİTKİSEL ÜRÜNLERLE TOKSİTLERDEN ARINMA

Merhabalar,
Toksitlerden arınmak için çeşitli detokslarla kendimizi yaza hazırlayabiliriz. Yoğun iş hayatında ve /veya ev hanımıysak ev işlerinde vücut direncini düşürmemek için belki diyet yapamıyoruz fakat detokslarla kendimizi hem sağlıklı hemde zinde hissedeceğiz. 
Akşam dizimizi izlerken , gece kitabımızı okurken her zaman bardağımızda olan bir detoks tarifi vereceğim sizlere ..
Şimdi sizlere maydonoz ve limonun müthiş gücünün tarifini vereceğim.
 
 
 MAYDONOZ LİMON 'LA ZAYIFLAMA KÜRÜ
 Malzemeler:
  •  14-16 tane maydonoz (saplarıyla beraber sararmamış)
  • 1 bardak su
  • 2 yemek kaşığı taze sıkılmış limon suyu
Yapılış:
  • Bütün malzemeleri blendır yardımıyla karıştırıp çekin. (1 dakıka)
Önemli Not: Posasıyla beraber tüketin ki etkisi daha net hissedilsin :)
15 gün boyunca her sabah yarım bardak için. Daha sonra 1 hafta ara verin ve 15 gün tekrarlayın.
Bir diyet ile birlikte bunu yaparsanız daha da etkili olacaktır.

19 Haziran 2015 Cuma

GEBELİKTE DİYABET NASIL İLERLER?



Son zamanlarda blogumda en çok aranan kelime gruplarını incelediğimde soruların diyabetin gebelik boyutu ile ilgili olduğunu fark ettim. Ben de bu noktada bir doktor görüşü ile yazı oluşturmak istedim. Endokrinoloji Uzmanı Dr. Tayfun Garip gebelikte diyabetle ilgili görüşlerini paylaşmış.

Diyabeti olan bir kadın ne yapmalıdır? 

Günümüzde gebeliğin iyi planlanması (yani kan şekerinin kontrol altında olması) ve modern gebelik takip yöntemleri sayesinde, diyabetli kadınlar da sağlıklı bir bebeğe sahip olabilir. Sadece biraz daha özverili olmaları gerekebilir.
Gebelik diyabeti nedir?

Daha önceden diyabeti olan kadın gebe kaldığında pregestasyonel diyabet söz konusudur. Gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet), daha önceden diyabeti bulunmayan bir kadında, gebelik sırasında ortaya çıkan ve bebeğin doğumu ile birlikte genellikle ortadan kaybolan, geçici bir diyabet şeklidir.
Gebelik diyabeti;

• Gebe kadınların yaklaşık olarak %2-4’ünde görülür.
• Gebeliğin genellikle 24-28. haftalarında ortaya çıkar.
• Daha sonraki gebeliklerde tekrarlayabilir.
• Bu tür diyabeti daha önce geçirmiş olan kadınlarda, daha sonraki yıllarda kalıcı tip 2 diyabet gelişme riski oldukça yüksektir. Bu nedenle, gebeliğinde diyabet gelişen annelerin gebelik sonrasında ideal kilolarına dönmeleri ve düzenli spor yapmaları hastalığın tekrarlamaması açısından çok önemlidir.

Gebelik diyabeti riski nasıl anlaşılır?

• Ailesinde diyabet hastalığı olan kişiler,
• Kilolu kişiler,
• 35 yaş üzerinde gebe olanlar,
• Daha önceki hamileliklerinde 4 kilogramın üzerinde bebek doğurmuş olanlar,
• Daha önceki gebelik sırasında gestasyonel diyabet olanlar gebelik diyabeti gelişmesi açısından risk altındadır. Gerekli testler için doktora danışmaları gerekir.

3 Haziran 2015 Çarşamba

SPA WELLNESS TUTKUNLARI İÇİN GLOBAL WELLNESS DAY


Spa ve wellness sektörünün önemli isimlerinden Belgin Aksoy’un “İyi yaşam hayatımızın en önemli konularından biri olduğu halde neden özel bir günü yok?” mantığıyle oluşturduğu Global Wellness Day, 2012 yılından bu yana her yıl Haziran ayının ikinci Cumartesi günü kutlanan uluslararası bir “İyi Yaşam Günü” olarak Türkiye’den dünyaya yayılıyor.

Global Wellness Day, dünya çapında “İyi Yaşam” bilincini artırmak amacıyla, kendini iyi yaşama adamış gönüllüler tarafından oluşturulan sosyal bir projedir. GWD, bu yıl 13 Haziran Cumartesi günü, 5 kıtada 53 ülkede aynı anda, 50’nin üzerinde elçi öncülüğünde iyi yaşamı destekleyen etkinliklerle kutlanacak.Global Wellness Day tüm gün boyunca , herkese açık ve ücretsiz olacak. 

GWD etkinlikleri tüm gün boyunca Ayşe Tolga ile İyi Yaşam sohbeti, Dr. Ayşegül Çoruhlu ile Alkali Beslenme, Ayşegül Demirsoy ile Zumba, Cenk Özyılmaz ile Fit Cook, Eser Mutlu ile Kahkaha Terapisi, Gem Akcan ile Yoga, Gül Kaynak ile Detoks ve Sağlıklı Beslenme, Dr. Halit Yerebakan ile Hayatın Ritmi, Murat Tavman ile Fiziksel Değişim ve İyi Yaşam, Neslihan Yavuzcan ile Nefes Semineri, Şah Yaycı ile Yaşının İyisi Ol semineri, Happy Nest ve Beden Atölyesi ile çocuk aktiviteleriyle sürecek.

2 Haziran 2015 Salı

YENİ BİR İNSÜLİN POMPASI : '' T:SLİM


Yaşadığımız problemler ve çözüm önerileri dışında elbette gelişmelerden de bahsetmemek olmaz. Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir gelişmeyi sizinle paylaşmak istedim. Yeni bir insülin pompası piyasaya sürülüyor. Diğerlerinden farklı özellikleri var umarım hayatımızı bir nebze daha kolaylaştırır.

Medtronic tarafından domine edilen insülin pompası piyasasında sıçrama yapmak isteyen Tandem firması tasarımcılarının, t:slim insülin pompasını ortaya çıkardıklarında insanların ilgisini doğrudan çekmek için Apple’in sloganını kullandıkları göründü. Bu tasarımcıların öncelikle odaklandıkları şey, dokunmatik ekranlı arayüze sahip, piyasadaki diğer mevcut insülin pompalarından daha kullanıcı dostu bir insülin pompası ortaya çıkarmaktı. Bu yeni pompanın bir medikal üründen çok, ince bir akıllı telefona ya da bir mp3 çalara benzemesini istiyorlardı. Öte yandan t:slim’in satışındaki en büyük etkenlerden biri, piyasadaki diğer insülin pompalarından %30 daha ince bir görünüme sahip olmasıydı.

Şimdi ise, Tandem tasarımcıları t:slim ile ne yardan, ne de serden geçme niyetindeler. Bir şirket sözcüsü t:slim’in diğer pompalardan hem daha şık ve ince olacağının hem de onlardan daha fazla insülin muhafaza edeceğinin sözünü verdi. (Haber kaynağı için buraya tıklayabilirsiniz)

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Tembeller için pilates sırları


Yaz yaklaşırken herkesin bana sorusu: "Çok tembelim, egzersiz yapacak vakit bulamıyorum, yok mu bunun kolay bir yolu?"

Tabii ki sadece egzersizle iş bitmiyor. Önce SAĞLIKLI BİR BESLENME ROGRAMI uygulamalı ve bu programın başarısını düzenli yapacağınız egzersizlerle artırmalısınız.

Ancak bu haftaki yazımı, iş, ev ve çocuklar için saatlerce çalışıp koşturan ama egzersize veya kendine hiç vakit ayıramayan, vakti kıymetli ya da tam tersi tembellikten egzersiz yapmıyorum diyen kadınlar için hazırladım.

İşte, sizler için 3 kolay uygulanabilir pilates egzersizi... 


1-Side Leg Circles 
Yere yan uzanın. Dümdüz olmaya özen gösterin. Yattığınız taraftaki kolunuzu dümdüz uzatın ve başınıza destek verin. Diğer elinizi destek için yere koyun.

Derin nefes alın ve nefes vererek bacağınınızı kalça hizasına getirin. Ve işte şimdi egzersizimiz başlıyor.

Bacağınız ile küçük daireler çizin. Daireleri çizerken gövdenizin oynamasına izin vermeyin. 10-20 kez tekrarlayın. Daha sonra ters yönde daireler yapın.



2- Inner Thigh Pulses 
Yere yan uzanın. Üstteki bacağınızı kıvırın ve ayağınızı yere koyun. Alttaki bacağınızı küçük küçük indirip kaldırın. Yine dikkat edeceğiniz nokta gövdenizi hiç oynatmamanız olacak. Bu hareketi 30-40 sayı tekrar edin.


3- Knee Push-Ups 

Evet şınav çekeceksiniz ama biraz daha kolay olanını.

Elleriniz ve dizleriniz üzerinde durun.Sonra vücudunuzu biraz ileri götürün ve dizinizden omzunuza düz bir hat oluşturmaya çalışın. Hareket boyunca bu hattı bozmayın.

Üç adet nefes alarak kollarınızı kırın ve aşağı inin sonra tek nefes vererek başlangıç pozisyonuna dönün.


Bu harekette herkesin kendine ait bir gol sayısı vardır. Egzersiz yapmayanlar 10 ile başlayabilirler ama her hafta tekrar sayınıza 3-5 adet daha ekleyin.

Herkese iyi haftalar...

Altı Pilates Prensibi


1. Konsantrasyon: Pilates yaparken hareketlere yogunlaşmak bedenin uyum içinde nasıl çalıştığına ve hangi kasları kullanıp ve hangilerinin kullanılmadığına dikkat etmek gerekmektedir.

 2. Kontrol: Pilates metodunda konrol için bedenin iyi dinlenmesi ve hareketlerin gösterildiği şekilde uygulanması olası sakatlıkların önlenmesi gerekir.

 3. Merkezleme: Pilates metodun’da doğru hareket göbek, bel, ve kalça çevresidir. iç organları ve omurgayı yerinde tutan kas sistemlerini içerir. Merkezleme esnemeyi ve uzamayı sağlar.

 4. Akıcı Hareket: Hareket acele edilmeden her noktadan tek, tek geçerek ama aynı zamanda hiç duraksamayarak yapılmalıdır.

 5. Kesinlik: Hareket belirsizce değil tam yapılmalıdır. Hareketler birbiri ile koordineli olmalıdır.

 6. Nefes: Nefes alıp verme panik olmadan sırtın arkasına ve altına derin nefes alıp bütün nefesi tamamıyla dışarı üflemek yoluyla olmalıdır. Böylece yapılan nefes verme hareketinde kanımızı tamamen temizlemiş oluruz.

Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!

Araç kullanırken telefonla konuşmayın, hayatı susturmayın!
Çünkü Trafik Hayattır!

Hayatımızın en önemli unsuru haline gelen trafik güvenliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefleyen ve örnek uygulamalar geliştiren Trafik Hayattır platformu iletişim faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. Toplumsal sorumluluk alanı içerisinde trafik güvenliğine öncelikli olarak önem veren Doğuş Otomotiv, Trafik Hayattır ile trafikte saygı kültürünü yaygınlaştırmayı hedefliyor.

Trafik güvenliği konusunda Türkiye’nin en istikrarlı kurumsal sorumluluk markası haline gelen Trafik Hayattır platformu 10 yılı aşkın süredir, çeşitli bilinçlendirme projelerini başarıyla yürütüyor.

Trafik güvenliğini ve yaya güvenliğini sağlamada en önemli unsurlardan cep telefonu kullanımına, farklı projeleriyle dikkat çeken Trafik Hayattır platformu, yeni bir animasyon yaparak ‘araba kullanırken cep telefonu ile konuşmanın’ dikkat dağınıklığına sebep olduğunu vurguluyor.

Cep telefonu kullanımı her geçen gün artıyor. Buna paralel olarak şehir içi kazalarında da artış söz konusu. Cep telefonu ile konuşmanın reaksiyonları %80 azalttığı gerçeğini göz önüne alırsak Trafik Hayattır bu konuya eğilerek doğru bir strateji uyguluyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

DİYABET NASIL ANLAŞILIR?


Sağlıklı yaşam serüvenimi anlattığım ''Diyette Başarı''nın en çok ilgi gören kategorilerinden birisi de diyabet ile ilgili içeriklerim olduğunu fark ettim. Çünkü bir diyabetlinin yaşamı, neler yemesi gerektiği, çevresindeki insanların ona en yakınların bilmesi gerekenler gerçekten hayati önem taşıyor. Bu nedenle içeriklerim çok ciddi okunma sayılarına ulaşıyor. İlginiz için çok teşekkür ediyorum tekrar tekrar. Bugünkü yazımda çok temel bir konuya değineceğim. Elbette içeriğimi bilimsel temellere de dayandıracağım. Sağlığınızla ilgili bir takım şüpheleriniz var, henüz adını koyamıyorsunuz ve doktora gitmediniz... Acaba diyabet olabilir misiniz?

75 gram glikoz yüklemesinden iki saat sonra ölçülen kan şekeri 200 mg/dl üzerinde ise diyabet tanısı konulur. İki saatlik kan şekeri 140-199 mg/dl arasında ise bozulmuş glikoz toleransı mevcuttur. HemoglobinA1C değerinin %6,5 üzerinde olması durumunda da diyabet tanısı konulur. 


Belirtileri
  1. Çok su içme
  2. Sık sık idrara çıkma
  3. Ani zayıflama
  4. Bulanık görme
  5. Ağız kuruluğu
  6. Ellerde ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
  7. Sık geçirilen enfeksiyonlar
  8. Alerjik cilt
  9. Cilt yaralarının geç iyileşmesi
  10. Normalden fazla acıkma
  11. Çabuk yorulmak
Bu belirtileri hafifletmek için yapılması gerekenler:
Kola, gazoz, meyve suyu gibi kalorili içeceklerden uzak durulmalı.
Su, ayran maden suyu gibi sıvılar tüketilmeli
Vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulmalı


Siz de bu tarz belirtilere sahipseniz mutlaka bir doktora başvurmalısınız ve bir an önce hastalığınızla ilgili tanının konulmasını sağlamalısınız.

6 Şubat 2015 Cuma

Koşmanın Faydalarını Biliyor Musunuz?


Nerede koşacağız diye sormayın. Giyin bir eşofman doğru parklara,kırlara. Açın ellerinizi derin nefes ala ala koşun .Yok olmazsa eve bir koşu bandı veya koşu bisikleti alın. Çok mu pahalı. odaların arasında koşar gibi hareket edin veya yere uzanıp pedal çevirme hareketi yapın.

Ben hafta sonları Belgrad'a gitmeye çalışıyorum, siz de yakın bir yerlere gidip doğa ile de bütünleşebilirsiniz.


Koşmanın bir çok faydası bulunuyor. Mesela vücudu forma sokmak, metabolizmayı hızlandırmak,kilo vermek ve ruh halinizi iyileştirmenin yolu, düzenli olarak koşmaktan geçiyor. Hiçbir ekonomik harcamaya gerek duymadan yapılabilen bu sporu yapmak için pek çok sebep var. Bu konuda beğendiğim yazılardan bir derleme yaptım. 

Şimdi kısaca maddeleyelim, okuyalım vee koşalım…

1)Koşmak hastalıkları önler.

2)Koşmak zekayı artırır, dikkat ve konsantrasyon gücünü yükseltir. Koşmak aynı zamanda beynin gri hücreleri üzerinde olumlu etki bırakıyor

3)Kalori yakmanızı hızlandırır. Unutmayın! 1 kilometrede ortalama 100 kalori yakılıyor.

4)İskelet sisteminizi güçlendirir.Düzenli ve tempolu koşanlar, kemiklerin kalitesini korurlar ve osteoporoz riskini uzak tutuyor.

5)Koşmak kalbi ve kasları güçlendirir. Koşmak kalbi büyütür ve kuvvetlendirir.

6)Koşmak kolesterol seviyesini düşürür. Kolesterol düzeyini koşmak kadar etkili bir biçimde düzelten hiçbir ilaç ya da diyet yoktur.

7) Koşmak stresle savaşmada çok iyi bir yöntemdir. Pozitif bir ruh haline sahip olabilmek için, düzenli olarak koşmanız tavsiye edilir.

8)Koşmak şeker hastalığını önler ve kandaki şeker oranını düşürür

9)Koşmak ürik asit seviyesini düşürür. Ürik asitler kanda kristal halinde toplanamadıkları için koşu, vücudu guta karşı korur. Aksi durumda bu kristaller eklemleri tahriş eder veya damarların iç duvarlarındaki koruyucu tabakaya zarar verirler. Bu durum ise damr sertliğinin yolunu açar.

10)Koşu bağışıklık sistemini güçlendirir.

11)Koşmak sizi mis gibi rahat uyutur. İstatistikler, düzenli koşan insanların koşmayanlara göre daha az uyku bozukluğu çektiklerini gösteriyor

12)Ruhunuz ve libidonuz da sizinle birlikte koşar. Yavaş koşan birisine kendini koşudan sonra nasıl hissettiğini sorduğunuzda “mutlu” , “ruhum dinlendi” , “gevşemiş” cevaplarını alırsınız. Koşma eylemi insanı yaşama sevinciyle doldurur ve kendi değerinin arkına vardırır.

Özellikle kadınlar koşu sonrası kendilerini gevşek, dengeli ve mutlu hissederler. O halde ne yapıyoruz? Sağılıklı, zihinde bir vücut ve beyin için haftada en az 3 kere koşuyoruz!


Hadii hareket zamanı!



20 Ocak 2015 Salı

DİYETTE ALTIN KURALLAR!



Diyetlerin hiç biri size uygun değil mi? Bütün duyduğunuz, bildiğiniz diyetleri bir kenara atın. Bu yazımda size herhangi bir diyet yapmadan nasıl zayıf ve fit kalınabileceğini anlatacağım.  Kilo problemi kadınlarımızın sağlıklarını hiçe sayıp, ordan burdan duydukları diyetleri yaparak takıntı haline getirdikleri bir sorun. Elbette kusursuz görünmek her kadının hakkı fakat bilinçsiz yapılan her diyet hastalığın habercisi.

Aç kalmak zayıflayacağınız anlamına gelmez!

Çoğu insanın düştüğü hatalardan biri de şu ki; aç kalmak. İnternetten, aile dostlarınızdan, arkadaşlarınızdan uyguladığınız diyetlerin çoğu sizi aç bırakıyor, bünyenizi bozuyor hatta sağlığınızı tehdit ediyor.  Bir hırsla başladığınız o diyetler, en fazla 1 ya da 2 hafta ya sürüyor ya sürmüyor. “Her pazartesi” diyete başlıyor, hafta ortası gelmeden cayma planları yapıyor, stoktaki abur cuburları azaltmaya başlıyorsunuz. Ne kadar sabrederseniz sabredin, bir aile yemeği bir doğum günü partisi veya arkadaşlarla bir gece eğlencesi diyetinizi bozmak için ideal düşman haline geliyor.  Diyet bozulduğu andan itibaren gözünüz adeta dönüyor kendinizi bir pizzanın başında buluyorsunuz. Kısacası kendinizi zora sokarak yaptığınız diyetler umduğunuz kadar kolay olmuyor ve geri dönüş sağlayamıyorsunuz.  Şimdi size birkaç altın kuraldan bahsedeceğim.


Kendine Güven, Kendini Beğen”

Kilo probleminizi hayatınızı olumsuz etkileyecek kadar büyütmeyin, kendinize güvenip her şeyin olduğu için kilolarınızın da üstünden gelebileceğinize inanın. Kendinizi beğenin ve negatif enerjilerden uzak durun. Kiloları takıntı haline getirmeyin, kendinizi rahat bırakın.

“Az ve sık”

Kahvaltı,  günün en önemli öğünü olmakla birlikte olmazsa olmazlardan. Kahvaltı yapmadan evden çıkmak ve sabahı bir kahveyle geçiştirmek yapılan yanlışlardan. Nasılsa öğle yemeği yerim düşüncesi en büyük tehlikelerden biri. Kahvaltınızı asla aksatmayın. Sabah-öğle-akşam öğünlerinin arasına meyve sıkıştırın. Midenizi asla boş bırakmayın çünkü aç kalmak daha çok kilo almanıza sebep olacaktır.

“Gece atıştırmalarına dikkat”

Midemi boş bırakmayayım derken gecenin bir vakti kendinizi mutfakta bulmamaya dikkat. Gece oturmalarınıza, ekmeğinizin arasına sıkıştırdığınız küçük ama etkisi büyük yiyeceklerle devam etmeyin. Uyku öncesi yenen yemekler size kilo olarak geri dönebilir.

“Su ve spor önemli”

Suyun kilo vermedeki etkilerini küçümsemeyin. Ofiste, okulda, evde, yolculukta her an yanınızda su bulundurun ve su içmeyi alışkanlık haline getirin. Hayat tarzınıza uygun sporunu seçtiğiniz vakitte olmuşsunuz demektir!