31 Ağustos 2013 Cumartesi

Pilates Kuralları ve Olmazsa Olmazları


-Pilatesin olayi, "nefes al, ver, poponu kas, karnini icine cek" degil ne yazik ki. birilerinin mutlaka ama mutlaka anatomi hakkinda belli bir bilgi vermesi gerekiyor oncelikle. vucudu nasil kontrol etmeli, nefes alirken nelere dikkat edilmeli gibi detaylarin atlanmamasi gerekiyor. 

-Hareketlerin cok sayida yapilmasi degil, duzgun ve kontrollu yapilmasi daha makbul.

-Dogru nefes almamak cok zararli. ozellikle nefes tutmak, kalbe ciddi anlamda yuk bindiriyor. 

-Basinda ve sonunda yapilacak esneme hareketleri, pilates yapilmayan gunlerde de yapilmali. boylece vucut dinleniyor ancak kaslar esneme sebebiyle rahatliyor. deliler gibi abanmayın, tak diye kasınız atar bu sefer hiçbir şey yapamazsınız. sınırlarınızı iyi bilin ancak kaytarmayın.



-En başlarda birkaç esneme seansından sonra kalas gibi hiçbir şey yapamamaya başlayabilirsiniz. tam burada beslenme devreye giriyor. olay tam olarak şöyle, esnerken uzatmaya çalıştığınız kaslarınızda minicik yırtıklar oluşuyor. bunların onarılması için de karbonhidrat ve proteine ihtiyacınız var. baklagiller (fasulye ve nohut özellikle) işin kilit noktası; hem protein, hem karbonhidrat içeriyorlar. ekmek, makarna tarzı karbonhidratlı yemekler yerine patates yemeniz çok daha olumlu. haftada bir kere de ıspanak yemeye çalışın. temel reis'ten hepimiz bir şeyler öğrenmiş olmalıyız.

-Yeri gelmişken söyleyeyim, su için. mesela esnemeden önce bir bardak için. bir bardak da yanınıza su koyun. hareketler arası dinlenirken için. bütün seans boyunca bir bardağı bitirmeye çalışın. soğuma da bittikten sonra, bir bardak daha su için. zaten "günde 8 bardak su" atasözümüzü neredeyse yarılamış oluyoruz. sabah-akşam uykudan sonra ve önce birer bardak su içmeniz gerektiğini de düşünürsek, geriye 3 bardak su kalıyor ki eşşek değilseniz onu da içersiniz.

-bazi hareketler cok aldatici. mesela yuzustu yatip triseps yardimiyla vucudun ust kismini kaldirman gerekirken, sirt ya da bel kaslarini devreye sokup hareketten yanlis verim almak cok olasi.

-milyorlarca hareket var ve bu en eglenceli kismi. ileri seviyedeki bir hareketi yapamayinca uzulmek yerine, baslangic seviyesindeki bambaska bir hareketi yaparak zamanla zoru yapabilmek cok tatmin edici.

-karin hareketlerini yaparken boynu yormak, kasmak ve boyun agrisi cekmek cok yaygin ama dile getirilmeyen bir detay. bunun cozumu pek yok gibi. birkac seanstan ve agrili bir iki gunden sonra rahatliyor ve gucleniyor bu kaslar. bunu size anlatabilen bir egitmen cok 
onemli.


-her harekette nerelerin yanmasi gerektigini soyleyen bir egitmen, iyi bir egitmendir. "karnim yaniyor, oy oy ne guzel" demek degil marifet, vucudun hangi bolgesindeki hangi kasin yandigini soylemek; bunu yaninda "surasi, surasi ve surasi bu sebeplerle yaniyor" diyebilmek.
-"her kas yeterince calismiyor." gibi bir tez cok dogru degil. "her kasi yeterince calistirmayan bir program uygulamayin." demek daha dogru. varligindan haberdar oldugunuz ya da olmadiginiz her kasi calistirabildiginiz zaman, pilates asil amacina ulasiyor. 

-illa bayik muziklerle yapacaksiniz diye bir sey yok. muzigin gazina gelip, her hareketi 3 saniyede yapmadiginiz surece sevdiginiz muzikle yapmak daha eglenceli.

-"topsuz, lastiksiz, cembersiz, kambersiz olmaz." diyenlere aldirmayin. bir mat yeter, sevgilim.

-kilo vermeyeceksiniz, bu konuda anlasalim. kaslar uzayacak, sıkılasacak, daralacaksiniz ancak kilo vermis olmayacaksiniz. pilatesin tek basina oyle bir gucu yok. tekrarlayalim; sadece pilates size kilo verdirmeyecek.

- agrilarinizdan kurtulacaksiniz. uyku kaliteniz artacak. enerjiniz yukselecek. vucut kendini dengeli bir sekilde tasiyacak ve bu sebepten daha az yorgun hissedeceksiniz.

-erkeklere hafif geldigini dusunmek de yanlis bir kani. birebir sahit oldugum ornekler var. yillardir ciddi anlamda spor yapmalarina ragmen hala bircok pilates hareketini yaparken zorlananlar var. sebebi de, daha once belirttigim gibi, bazi kaslarin aslinda hic calistirilmiyor ya da yeterince esnetilmiyor olmasi. yani erkeklerin de yaparken, ufurmekten icini disari cikartabilecek kapasitede bir sey pilates.

-kilo verdirmeyeceğini söyledim ama herhangi bir kardiyo seansıyla dönüşümlü olarak yaparsanız kilo verirsiniz. kaytarmadan tempolu yürüyüş, koşma, ip atlama ve yüzme en fazla işe yarayanlar. bisiklet ve step zamanla sıkıntı olabilir, zira bacakların kalınlaşma riski var. bir de bu kardiyo seanslarına "günde en az bir saat koşmalıyım." kafasıyla başlamayın. etkili ve düzgün yapıldığı sürece, ilk üç seans 5-10-15 dakika olarak yapabilirsiniz. yağ yaktıkça, pilatesin kaslar üzerindeki etkisi artacak ve hareketleri çok daha etkili yapmaya başlayacaksınız. örnek olarak, roll up yaparken göbekteki yağdan dolayı doğru düzgün kalkamazken, yavaş yavaş yağ yaktıkça daha rahat kalkabildiğinizi göreceksiniz.

- kilo vermek istemiyorsanız, haftada 3 gün pilates ve geri kalan günlerdeki esnemeler sizi mutlu edecek. kilo vermek istiyorsanız, haftada 3 gün pilates yapın. yapmadığınız 3 gün kardiyo yapın. hiçbirini yapmadığınız 7.gün esneme hareketlerini mutlaka yapın. hem pilatesin, hem de kardiyonun başında ısınmak için, sonunda da kasları soğutmak için mutlaka esneyin. en önemlisi de, kaytaracaksanız hiç yapmayın daha iyi. kendinize mutlaka dürüst olun. vücudunuzu dinleyin ama onun söylediklerini kaytarma bahanesi olarak sunmayın. yediğinize içtiğinize dikkat edin, aç kalmanıza gerek kalmayacak. zaten, duruma göre, en kısa 1 ayda, en fazla 3 ayda vücudunuzdaki ciddi değişimleri göreceksiniz.

Not: Kesinlikle ama kesinlikle bir egitimci destegi olmadan yapilmamasi gerekir.

12 Haziran 2013 Çarşamba

Sağlıklı Meyve Diyeti İle Zayıflayın!


Diyet kadın-erkek farketmeden hepimizin her dönem yapmak için kolları sıvadığı beslenme programları.. Her gün gazetelerde, internette onlarca diyet listesi görürüz. Büyük kiloları kısa sürede verdirmeyi vaat eden programlar yerine sağlıklı ve uzun süreli yapılabilecek diyet programlarını tercih etmeniz büyük önem taşıyor. İşte bunlardan bir tanesi de ”meyve diyeti” Bu diyet ayrıca, vücudun toksinlerden arınmasına, şişkinliğin kaybolmasına ve cildin daha parlak olmasına yardımcı oluyor.
Sabah
Bir kayısı, bir şeftali, bir fincan çilek, yarım elma, yarım litre maden suyu ve arzuya göre üç – beş kaşık tatlandırıcı kullanarak bir kase meyve salatası hazırlayın. İşte hazırladığınız bu salatanın yarısı sabah kahvaltınızı oluşturacak. Ara öğün meyve salatasının diğer yarısı.
Öğle
-İki köfte ya da 60 gram et veya tavuk (ızgara)
-Bir kase yoğurt
-Bir ince dilim ekmek
-Bir kase salata (bir tatlı kaşı yağla tatlandırılmış)
Ara öğün
- Üç – dört adet kepekli kraker ya da bisküvi
 Akşam
-Dört kaşığı etli bir sebze yemeği
-İki ince dilim ekmek
-Bir kase yoğurt
- Bir adet meyve

6 Şubat 2013 Çarşamba

Diyet Sırlarımı Okuyucularımla Paylaşıyorum!

Ekmeksiz diyet yapmayın ; ekmeğin içerisindeki maya sinir sistemini rahatlatması nedeni ile daha rahat diyet yapmanızı sağlayacaktır.
Günde 10000 adım atın ; Spor yapma şansınız yoksa Dünya Sağlık Örgütünün önerisi günde 10000 adım atmanızdır.
Tarçın ile tatlı isteğinizi bastırın ; Kan şekerini dengeleyen tarçını çayın, yoğurdun veya salatanın içine ekleyebilirsiniz.
Yemekten önce su için ; Yemeklerden önce su içmek mide hacmini doldurur ve öğünde daha az besin tüketmenizi sağlar. Öğün öncesi içilen 1-2 bardak su, yemek anında 100-150 kalori daha az almanızı sağlar.
Aldığınız öğünlerde protein kaynağı bulundurun ; Özellikle ana öğünlerde herhangi bir protein kaynağının bulunması kilo verme hızınızı arttıracaktır. Sebze yemeklerinin yanında yoğurt, ayran veya cacık tüketilmelidir. Eğer ana öğünde sadece salata tüketeceksek içerisine peynir, tavuk veya balık eklenmelidir.
Egzersizi yaşam biçimi haline getirin ; Sağlıklı beslenme gibi egzersizde belirli bir süreç olarak görülmemelidir. Hayatın her anında olması gereken egzersiz için ayırabilecek zamanınız yoksa en mantıklı seçim daha fazla yürümektir.
Atıştırmalıkları unutmayın ; Zayıflamak için atıştırmalıklar şarttır. Önemli olan doğru zamanda doğru atıştırmalık seçimleridir. Şekerli besinler, kek, pasta, çikolata gibi besinler yerine kuruyemişler, kuru meyveler, ekmek, peynir, yoğurt, ayran ve meyveleri tercih edebilirsiniz.
Sabah kahvaltısını atlamayın ; Kahvaltısız başlanılan günü kaybedilmiş bir gün olarak düşünebiliriz

26 Ocak 2013 Cumartesi

6 Pilates Prensibi


Konsantrasyon :
pilates yaparken hareketlere yoğunlaşmak, bedenin uyum içinde nasıl çalıştığına ve hangi kasların kullanılıp, hangilerinin kullanılmadığına dikkat etmek gerekmektedir. 

Kontrol : pilates metodunda kontrol çok önemlidir. kontrol için bedenin iyi dinlenmesi ve hareketlerin gösterildiği şekilde uygulanması, olası sakatlıkların önlenmesi gerekir. 

Merkezleme : pilates metodu'nda, doğu hareket sanatlarında olduğu gibi merkez (powerhouse); göbek, bel ve kalça çevresidir. iç organları ve omurgayı yerinde tutan kas sistemlerini içerir. merkezleme, üst bedenin stabilitesini ve esnemeyi, uzamayı sağlar.

Akıcı hareket : hareketler acele edilmeden, her noktadan tek tek geçerek ama aynı zamanda hiç duraksamayarak yapılmalıdır. 

Kesinlik : hareketler belirsizce değil, hakkı verilerek tam yapılmalıdır. hareket sekansları birbirleri içinde ve birbirleri arasında koordine olmalıdır. 

Nefes : nefes alıp verme, panik olmadan sırtın arkasına ve altına derin nefes alıp bütün nefesi tamamıyla dışarı üflemek yoluyla olmalıdır. böylece, tamamen boşalttığımız nefesimiz kanımızı temizlemiş olur.

24 Ocak 2013 Perşembe

Pilates Mucizesi

Göbek sorununa kesin çözüm diye bir şey varsa işte budur demek istiyorum, yürekten reklam ediyorum bu disiplini. 

En kral yanı da, yokluktan geliştirildiği için, çalışır bir zihin ve beden dışında hiç, ama hiçbir şey istememesi. tam garibanlara göre o açıdan. bakmayın siz o filistin askısının geliştirilmiş sürümü gibi duran karmaşık aletleri, kocaman lastik topları, yastıkları, şeritleri, çemberleri, bilmemneyi şart koşan cafcaflı spor salonlarına. (ee sadece göt isteyen bir yöntemden para kazanmak için, böyle "aksesuarlar" üretmeleri çok da mantıksız gelmedi bana açıkçası, vcd, dvd dersen korsana düşer üç gün sonra. herkes evde kendi kendine öğrenir, yapar durur. tikiler desen, memlekette sayıları belli, nerden yolacan milleti o vakit?) 

gaza gelip ilk 20 dk'lık seriyi tamamladığınızda, karın kaslarınızdaki ısınma yarım saat geçmiyor, bir kaç saatliğine metabolizmanızın gerçekten hızlandığını hissediyorsunuz ve birkaç hafta dayanabilirseniz, gerçekten karın kaslarınız onca yağın yağ altından bile, kopya kağıtla yapılan ilkokul haritaları gibi yavaştan belli olmaya başlıyor. ama uyarayım, ilkinden sonra, özellikle de varolduklarını bile unuttuğumuz alt sırt kaslarınızı içten içe yanan kor iplikçikler halinde hissettiğiniz için, ikinci seanstan ebediyen kaytarmanız da gayet imkan dahilinde. ama hakkıyla yapıldığında, en güçlü kas gruplarını hedef aldığı için, duruşu da kesin düzeltiyor, beli de inceltiyor, bilgisayar sandalyesine kök salmaktan gelişen sırt ağrısını da hafifletiyor.


Ne alalım, ne indirelim diye soranlara: 

Satıcı değil, kullanıcıyım ben de arkadaşlar. burada spor salonumun reklamını da yapmıyorum. (öyle olsa doğrudan fiyat listemi koyardım buraya değil mi, bakınız yapanlar var, ders neyin almak niyetindeyseniz onlara başvurun) bende pilates dersine verecek eşek yüküyle para yok diyenlere, nette zilyon tane pilates vcd'si, dvd'si var. ben de indirdim, denedim teker teker. pilates for dummies başlangıç için iyi. onu bir halledin, bakalım beğenecek misiniz, bakalım pilates size göre mi, hala azminiz varsa başkalarını da arar bulursunuz.

9 Ocak 2013 Çarşamba

Fit Bir Vücut için Bel Altından Vuran Öneriler



1.Göbeğinize kaçak katları birer ikişer çıkarken, bir Laz müteahhit gibi umarsız değil, Japon bir mühendis kadar prensipli olun.

2.Yan yatış pozisyonuna geçtiğinizde karnınız sizden önce yatağa baş koyuyorsa durumu sırtüstü yatmakla çözümlemeye çalışmayın.

3.Dukan rejiminizi yarıda bırakmayın ki, rejimin şok evresinde yuttuğunuz hayvancıklar en azından bir misyon için kendini feda etmiş olsun.

4.Gwyneth Paltrow yemek yemeyi abartmamak için masaya çırılçıplak oturuyormuş. Siz; tek başınıza bir hayat sürerek, yapayalnız ölmemek için bunu yapmayın tabi; ama en azından bol kıyafetlerinizle “aldığı kadar” mantığıyla yemeğin başına oturmayın.

5.Yediklerimizi sıça sıça değil, yağlarımızı yaka yaka gerçek anlamda kilo verebiliyoruz. Facebook, twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde gördüğünüz, 1 ayda 11 kilo gibi gerçekçi olmayan hedefler vadeden, dışı rejim hapıyla, içi müshille kaplı ilaçlara itibar etmeyin.

6.Dünyanın parasını verip üye olduğunuz havalı spor salonuna, saunanın tahtasına kıçınızı dayamak için değil, spor yapmak için gittiğinizi unutmayın. Kendinizi 25 dakikalık kardiodan sonra buhara ve masaja vermeyin. Yemezler.

7.Bakkaldan siparişi telefonla istemek yerine, bir zahmet kalkıp gidin. Böylece sadece kola ve sigara istemek için yanında ayıp olmasın diye yoğurt, gazete, ekmek ve yumuşatıcı söylemenize de gerek kalmaz. Efendi gibi ihtiyacınız kadar alırsınız.

8.Yokuş yukarı kısa mesafeyi taksi kullanmak yerine yürüyerek çıkmak, hem mahallenizin taksi şoförlerinin arkanızdan saydırmasını engellemek hem de arkanızın biraz daha sıkılaşmasını sağlamak için iyi bir çözüm olabilir.

2 Ocak 2013 Çarşamba

Bu Hormonlar Başa Bela


Öncelikle yağ yakımı "yediğin kaloriden fazlasını harca" gibi sabit bir fonksiyona bağlı değildir. vücut aldığı ve harcadığı kalorileri pek çok farklı şekilde kullanabilir. vücuda giren her kalori direk olarak yağa dönüşebileceği gibi vücudun yapısı ve fonksiyonu içinde kullanıma da alınabilir. dolayısıyla burada kaç kalori aldığınız kadar kalorilerin yağdan mı, karbonhidrattan mı yoksa proteinden mi geldiği de büyük önem taşıyor. bilindiği gibi vücutta proteinlerin de, vitamin-minerallerin de, yağların da yapıcı-onarıcı ya da düzenleyici görevleri var. yalnızca karbonhidratlar salt enerji kaynağı olarak kullanılıyor. yani vücudunuza giren karbonhidratı ya kas ve vücut dokularınızda yakarak harcayacaksınız ya da göbeğinizin boğumlarında depolayacaksınız, başka gideceği yer yok.

İkinci olarak, yağ yakımında veya depolanmasında başrol oynayan bir oyuncu var: hormonlar. vücudunuza aldığı kalorilerle ne yapacağını söyleyenler onlar. 

işte o hormonlar!!!

1- İnsülin: kanda biriken fazla şekeri iyi ihtimalle kaslara, %90 ihtimalle ise yağ depolarına gönderen afacan işte bu hormondur.
kanımızın normal şeker düzeyinin ortalama bir çay kaşığı şekere tekabül ettiğini düşünürsek, kandaki şeker sınırını bu seviyenin üstüne çıkartacak her türlü yiyecek insülin salgısını tetikleyecek, kandaki fazla şeker apar topar tahliye edilecektir. vücutta kasların ve karaciğerin glikojen stokları kısıtlı ve çoğunlukla dolu olduğu için, kana karışan fazla şeker sonsuz stok kabiliyetine sahip yağ hücrelerine yollanırlar ve burada belki ilerde bir gün kıtlık çıkması durumunda kullanılacakları günü beklerler:(

2- Glukagon: işleyişi insülin'le taban tabana zıt olan hormondur. dolayısıyla insülin için yağ depolamayı tetikleyen hormon diyecek olursak, glukagon'a da yağ yakımını tetikleyen hormon diyebiliriz. bu yin-yang ilişkisinde insülin artarsa glukagon azalır; insülin azalırsa glukagon artar.

3- Büyüme hormonu: bu da yağ yakımını tetikleyen güzide bir hormonumuz. (sanırım bu yüzden çocukluktan ergenliğe geçildiği dönem genelde insanın en zayıf dönemi oluyor hehe, tabi büyüklerimiz buna "boya gitmek" diyor) bu hormon ağırlıklı olarak uykuda salgılandığı için, fütursuzca fosur fosur uyuyun demek istemesem de uykunuzu mutlaka alın diyebilirim gönül rahatlığıyla.

4- Kortizol: stres hormonu olarak bilinen bu hormon kronik hale geldiğinde kas yıkımına yol açıp kilo alımına davetiye çıkarıyor (alçak)